İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Müslüman Blockchain Matematiğini Nasıl Kurgulamalı – 2

“Siberpunk” diğer adıyla Siber çılgınlık, “yüksek teknoloji, düşük yaşam” anlamında kullanılan bilimselliğin alt kültürü olarak tanımlanır. Bu bağımlılık, bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği; ancak, toplumların geniş bir kısmının yaşam kalitesinin çok düşük olduğu bir dünya kültürüdür.

Bilim ve teknoloji ileri seviyedeyken, refahın alt düzeyde seyretmesi, mutlak teknolojinin aksine, ‘kullanıcı teknolojisi’ ne bağlanmıştır. Kullanıcı teknolojisi demek, topluma arz edilen teknolojinin yüksek taleple işlem görmesi demektir. Yani topluma entegre edilebilmiş teknolojidir. Mutlak yüksek teknoloji demek değildir. Genele arzla, talep edilen teknolojik ürünler yüksek bedeller karşılığında satılır ve toplum kültüründe kabul görür. Kullanıcı teknolojilerinin gerçekleşmesinin esas dinamiği ve dayanağı seri üretimle yayılıyor olmasıdır. 

Seri üretim, kültürel direnci yok eder ve topluma kendi istediği şekli verir. (Taban ekonomisi – Planlı Eskitme)

(Bitcoin vb coinler de birer seri üretim ürünleri olduğundan siberpunk riskine tabidir.)

Dijital ve teknolojik tabanlı seri üretim malları da kullanıcı teknolojilerini ifade eder. Oysa; bizler, toplum olarak, teknoloji denildiğinde, bunu çok ileri bir olguymuş gibi tahayyül ederiz. Kullanıcı teknolojilerinin en ilerisi demek, toplum kültür yapısının kabul ettiği, benimsediği ve kullandığı en ileri teknoloji demektir. Çünkü; kültür hantaldır, ilim ve ilme dayalı olarak gelişen teknoloji ise çok dinamik ve yüksek hız dadır.

Sosyal yapıyı, toplumsal düzeyde muhafaza etmek, kültürel bir refleks olarak hantallaşarak ihtiyat eder. Bilim ve ilim arasındaki sürtüşmeden doğan kısa devre kıvılcımları da bu farklılaşmalardandır. 

Hak ve Batıl savaşının kökü de buraya dayanır. Genel anlamda, muhafazakar tutum; bu içgüdü ile hareket eder ve çoğu zaman “Hak” olan yolu unutmakta ve yoldan sapmaktadır. Buna çok kıymet verdiğimiz, tarihsel köklerimizde dahi rastlayabiliriz.

Kendisinin “ateist” olduğunu söyleyen bir tanıdığım, Tanrı benim dualarımı kabul etmiyor iddiasıyla, hem Allah’ın varlığını reddedip, hem de ateistliğini ispatlamaya çalışıyordu. Bu onun paradoksuydu sadece. “Tanrı” ifadesiyle inandığı gücün elinde kabul ettiği, dile getirdiği sözlerinin (dileğinin/duasının) kabulüydü ve zihinsel parçalanmışlığı… (*)

Matematik, sizlerin ne ifade ettiğinizle değil, nasıl konumlandığınızla ilgilenir ve yalan söylemez. Bu yüzden kültürel bir ölçü bilimi değildir. Hakikati işaret eder. Hikmeti okuyabilmeye yardımcı olur.

Diğer yandan; Müslüman bir alim olarak bildiğimiz Ebussuud Efendi ile Ortadoks ekonomi misyonlarını aynı koordinat düzlemi üzerinde konumlandıran da matematik bilimiydi. İktisadi olarak bu iki ekolün kültürel kodları farklı okunabilir; ancak, matematiksel olarak aralarında doğrusal bir orantı vardır.

Özellikle; Borca Dayalı Para Sistemi’nin İslam kültür kodlarımıza modifiye edilmesi, o dönemlerden iktisadi hayatımıza yerleştirilen kötü bir mirastı Para Vakıfları

Bu nedenle İslam kültürü ifadesini kullanmak zorunda kalıyorum. Çünkü; aslolan kültürün değil İslamın kodlarıdır.

Bizler, ne söylediğimizin, ne yaptığımızla ve ne yaşadığımızla ilgisini sadece içinde bulunduğumuz dönemle sınırlandıramayız. Aynı zamanda ileri yönlü projeksiyonlar yapmalı ve geri bildirim müesseseleri oluşturmalıyız. (Taban ekonomisi)

Diğer yandan, kendilerini anti-emperyalist ve Müslüman olarak tanımlayan bir kısım iktisatçı, bilim adamı, din adamı vb ise; tapınakçıların şifreleri üzerinden, şövalye düzenini rızk kapısı olarak meşru/hak gördüklerini fark edemiyorlardı.

Çünkü; toplum kültürü hantaldı ve ancak birileri kripto parayı seri üretim malı olarak onlara kabul ettirebilmişti. Aldıkları çarpık pozisyonları gereği yaşayacakları kaçınılmaz son; onları, ilerleyen süreçte tarihin bir döneminden itibaren tapınakçı şövalyeler haline getirecektir.

Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.” [Enam:116]

Ayeti kerime kültürdeki hantallıkla birlikte hızla oluşan tuğyana “siberpunk”a işaret eder.

Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah’ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın.” [Fatır:5]

(*) Ayeti kerime yukarıda belirtilen kişinin söylemi ile aldığı pozisyonun farkında olamaması, aykırılık halini anlatır. Matematiğinizi doğru denklem üzere kurun der.

***

Beden ve ruh ikilemi ile konuyla daha yakın bir empati kuralım.

Beden biyolojik kültür bileşiğidir. Ruh ise daha dinamiktir, zamansal konumu farklıdır. Beden, ruh algısal olarak, zamansal hantallık ve dönüşüm potansiyelleri arasındaki farklılık da siberpunk’ın benzeri, bireysele indirgenmiş halidir. Elbette isimlendirilmesi aynı değildir.

Teknoloji ve kültür arasındaki bu fark ‘blockchain telnolojisi’ ni tartışılır kılmakta ve bu haliyle, güvensiz bir matematik kurgusu içerdiğini de ispatlarcasına kesinleştirmektedir.

Şahsen, blok ve blok zincir sistemlerinin ‘blockchain teknolojisi’ ne uzanana dek her kademesinde bulunmuş ve kullanmış bir kişi olarak bu hususiyeti imanımın bir gereği olarak ifade/tebliğ etmeyi borç biliyorum.

Buradan, Bitcoin protokolünde de, bahsedildiği üzere, “blockchain sistemi”ne dışarıdan yapılabilecek bir saldırının başarılı olması için ancak toplam sistem (işlem*enerji) potansiyelinin %51’lik kısmının ele geçirilmesi, bunun da mümkün olmayacağı iddiası vardır ki; bu itiraf aslında ‘mevcut blockchain matematik kurgusu’ nun ‘siberpunk tasarruf hakkı’ gibidir. Bu saldırının mümkün olmamasına gerekçe olarak, o düzeyde devasa bir teknik ve organize işbirliğinin yapılamayacağı, yapılsa bile bunun maliyetinin kazancını aşacağı iddiasıdır ki; bu da yeni bir kavram olarak ilk kez ifade edeceğim makine kültürüne karşı yüksek frekanslı siberpunk tarifine denk gelmektedir.

Zira; henüz seri üretimi devam etmekte olan “coinler” başlangıçları itibariyle, hantal haldeki toplumsal kabullerin üzerine, makine kültürü oluşturularak yamanmış ve karmaşık kültürlerin bileşiği haline getirilmiştir. Bu karmaşık kültür değerlerine, matematiksel çıkarım süsü verilerek, kültürleştirilmiş “sanal para” ların kabulü perçinleştirilmiş ve toplumsal mutabakatları da gerçekleştirilmiş olacaktır.

Konunun bütünlüğü açısından ifade etmeden geçmemiş olalım.

Müslümanın “blockchain matematiği” Allah’ın referans kıldığı birçok ayetin geçtiği “bakara, asr, tin, alak gibi”sureler incelenerek kodlanmalı, ve bu hassasiyetlerimiz üzerinden kurgulanmalıdır. (Taban Ekonomisi)

Sadık USLU

Bir yanıt yazın