Öyle bir bakanlık düşünün ki, kurduğunuz bu bakanlık birçok toplumsal sorunları çözerken, devletin işleyişinde de yüksek bir olumlu performans sağlayacak.
Bu bakanlık; toplumun alt katmanlarında gezecek, orada insanlarımız arasında ayrım yapmadan tam bir planlamayla gelir tespitleri yapılacak. Önerdiğimiz Doğal İktisat Döngüsünü tabanda sağlayacak. Parasal bir istikrarla başlamak kaydıyla, paranın tabandan maliyetsiz girmesi dediğimiz ilk adımların atılmasını sağlayacak.
Tabi burada hemen altını çizelim; mevcut borç para modeli içinde bunun yapılması mümkün değildir. Çünkü bu modelin temel felsefesi haksızlığa dayalı, azınlık bir kısım için çalışıyor. Yapılan hiçbir iyi iş, sistem içerisinde borçsuz yapılmasının mümkün olmadığının da altını çizelim. Bu borçlar, ödenerek bitirilebilir borçlar olmayıp, süreklilik arz eden sürdürülebilir borçlandırma felsefesidir. Birileri kalkar, ben karşılıksız borç, hibe şeklinde veriyorum derse, bizim bugüne kadar söylediğimizi hiç anlamamış demektir. Ona tavsiyemiz; paranın üretim biçimini tanımlayışımızı ve itiraz ettiğimiz noktaları tekrar okumasıdır.
Bağımsız bir Merkez Bankası için çığlıklar atan sözde ekonomistler ve muhalefet, herhalde ’Bağımsız İnfak Bakanlığı’na da itiraz etmezler. Çünkü bu, açlık sınırında olan insanlarımız için kurulacak bir bakanlık olacaktır. Eğer amaç milli gelirdeki adaletsiz dağılımın önüne geçmekse, buna sebebiyet veren kurumların ve bu kurumların işleyiş biçimine, gerekli yasal düzenlemeler yaparak müdahale edilmelidir. Bağımsız İnfak Bakanlığı da kurumsal ve sürdürülebilir bu müdahale yöntemlerindendir.
Bugün ki iktisadi yapıda devlet, bozuk sistemin sonuçları olarak karşımıza çıkan bu büyük milli gelir adaletsizliği ile siyasal azınlıklar arasında paylaşılmaktadır. Siyasi iktidarların değişmesi ile toplum kutuplaşmadan kurtulamamaktadır. Her siyasi yapı kendi üst kadrosunu ve iş dünyası ilişkilerini besleyip büyütmektedir. Toplumsal kalkınma engellenmektedir. Siyasi yapıların üst kesimleri arasında paylaşımların yapılmasını sağlayan kurumsal yapıların bütün toplumun lehine dönüştürülmesi gerekir. İşte Bağımsız İnfak Bakanlığı bu kurumsal sistematik dönüşümün ilk adımı olabilir.
Aksi halde kurumlar mevcut siyasi kadroların keyfi uygulamalarından kurtulamayacaktır. Bir döngü olarak, devlet aralarında dolanacaktır. Adil paylaşım tabana inmeyecektir.
Şimdi ‘’Bağımsız İnfak Bakanlığı’’ olarak önerdiğimiz bu bakanlık, öncelikle tam bağımsız harcama yetkisine sahip olmalıdır. Özerk bir yasal düzenleme ile yetki alanları belirlenmelidir. Bütçesi Genel bütçenin dışında hazırlanmalıdır. Hatta bu bakanlığın Anayasal bir kurum olarak da yapılandırılması gerekir. Çünkü hiçbir siyasi yönetimin değişimi, milli gelir paylaşımında oluşturulmuş, tabanda adil paylaşıma yönelik bu kurumun işleyişini bozamaması lazım.
Peki, Bu bakanlık bütçesini nasıl oluşturacak, hedef kitle ne olacak?
Devamı yazı dizimizde…
Selam ve dua ile…
Yunus Ekşi