İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Borca Dayalı Para Sistemi PKK’dan Daha Tehlikelidir

Ne kadar para üreteceğimizin konusu, piyasada ne kadar mal ve hizmet var edileceğinin konusudur. Piyasada mal ve hizmetin varlığını çevirecek ölçüde para olması, vücut misali kanın her yere ulaşması demektir.

Mal ve hizmetlerin çokluğu karşısında, paranın eksikliği planlı bir şekilde uygulamada ki para kredi sistemi tarafından işletilir.  Bu sistemi yasal düzenlemelerle siyasiler güçlendirir, uygulamayı da bankacılık sistemi yapar. Böylece bu sistem tarafından piyasada parasal kıtlık oluşturulduğunda, bankacılık halkı borç tuzağına çeker. Bir takım isimler altında krediler dağıtırlar. Bu kredilerin çok azı nakit, çok büyük bir oranı hayalidir. Mutlak olan gerçek şudur ki bankacılık sistemi, hayal satarak reel sektörün mal varlıklarını ipotek eder.

Bankacılık sisteminin sürdürdüğü para kredi sistemi ile sattığı hayale, borçlanan insanların ulaşması mümkün olmadığı için,  halkın,  iş adamlarının ve devletin borç batağına düşmesi kaçınılmaz olarak gerçekleşir. Sistem kurucuları zaten bunu hedeflemiştir. (Şimdi uyanan halka büyük narkoz nakitsiz toplum projesi dayatılmaktadır. Böylece para sanal diyerek, para kredi sistemi sorgulanamaz hale gelmesi hedefleniyor). Artık çarkın dönmesi başlamış olup, devletin, halkın borcu sürekli olacak, böylece sürekli faiz ödenecektir.

Devleti, halkı borç tuzağına düşüren bankacılık sistemini savunan insanların vatan haini olarak ifade edilmesi belki de en hafif itham olacaktır. Toplumda çok küçük bir azınlığın haricinde, büyük toplum kesimleri bu kurulu düzenle açık açık sömürülmektedir.

Halkı yönetmeye talip olan partilerin ekonomi kurmayları da bu sistemde yetişmiş bankacılar olarak sözde millete refah getireceklerini iddia etmektedirler. Halkın aldatılmasında buradaki temel strateji, partilerin başındaki insanları seçme stratejileridir. Sistem, bu insanlar için halkın az biraz olumlu düşündüğünü tespit ettiğinde, onların yönetimindeki ekonomi kurmayları da sistemi savunduğunda, onlara her türlü desteği sağlamaktadır.

Mal ve hizmetlerin üretimini borçla yani faizli kredilerle ürettiren sistem, bir yandan da tüketiciyi, tüketici kredileri ile borçlandırarak tükettirmeye devam eder. Hem üreticiyi hem tüketiciyi borç batağına çeker. Üretende borçla üretir faiz öder, tüketende borçla tüketir faiz öder.

Milleti ve devleti borçlandırma yasalarını çıkartan bu sistemi sürekli yapılandırarak güçlendiren sözde milletin vekilleri, bir paradigma felci geçiriyor olmalı ki böylesine sömürü bir sistemi yasal düzenlemelerle ayakta tutuyorlar.

Para kredi sistemi parayı bilinçli olarak kısıt tuttuğunda artık piyasada vadeli işlemler başlar. Yeni para yaratma modelleri olarak; çekler, senetler, teminat mektupları, karşılıksız parayı temsil eden ödemeler olarak önü açık şekilde vadelerle piyasaya girer. Yani vadeli ödeme talepleri oluşur. Çünkü kişinin paraya ulaşması o an mümkün değildi. İleriye yönelik piyasadan parayı tedarik edebileceğini düşünür. Ve Gelecekle ilgili borçlandı ve sistemin kurduğu vadeli ödeme araçları borç tuzağına düştü. Oysa sistem buna alan açarak da vadeler üzerinden faiz işletmekte ve ödenmesi mümkün olmayan çek ve senetler üzerinden haciz işlemlerini başlatır.

Başka bir ifadeyle, borçlanmanın nedeni, vadeli ödeme taleplerinin nedeni, kişinin paraya ulaşamamasıdır. Mevcut Borca Dayalı para sistemi de (BDPS) tamda bunu hedeflemektedir. Borcunu ödeyeme, ardından kat be kat faiz tuzağına düş. Böylece şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; azınlık bir zengin gurubu hariç nüfusun büyük bir kesiminin paraya ulaşmasını ancak borçlanarak sağlamak için sistem işletilir.

İşte burada gerçekleşen sürekli borçlanma ve bu borcun çevrilmesi kadar (faiz ödemeye devam edebilmesi için) piyasada para üretimi amacı güdülür. Yani borcun bitirilmesi söz konusu değildirBorcun sürdürülmesi söz konusudur. Borç sürdükçe faiz ödemeleri devam edecek. Bu faiz ödemelerinden sadece belli bir azınlık kazanarak toplum sürekli sömürülerek açlık ve sefalet halkın büyük kesimlerinde devam edecek.

Hükümetlerde bu borçlanma modelini, hukuksal alt yapılarını finansal sistem diye çok başlılık içinde çoğaltarak karmaşık bir hale getirip devletin borçlanmasını sürdürülmektedir.

Milletimizin iktisadi bekası ile başlayan bu süreç, devletin bekasına kadar uzanmaktadır. Türkiye siyasi partileri içinde Milli Yol Partisi, bu borçlanma finans düzeninin değiştirilmesi gerektiğini Tük Milletine duyuruyor.

Milli Yol Partisi Borca Dayalı Para Sistemi’nin (BDPS) PKK’dan daha tehlikeli olduğunu bildiği için, diğer siyasi partilerden çok farklı olarak, milletimize refahın getirilmesi için bu sistemin lağvedilmesi kararlılığını vurguluyor.

Milli Yol Partisi, devlete ve millete kurulmuş borç tuzaklarını, devlet kurumlarında yerleşmiş kriptoları temizleyerek, gerçek vatansever bürokrat ve teknokratlarla devlet personel yapısını yeniden yapılandırılmasının tam bağımsız iktisadi model için önemli bir hamle olarak görüyor.

Selam ve dua ile..

Yunus EKŞİ

Bir yanıt yazın