İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Çok Yüksek Enflasyon Kapıda!

Doğu Akdeniz bütün dünyanın bilgisini çekmeye devam ediyor.

İsrail’in orantısız bir şekilde Gazze’de yapmış olduğu katliam ve bunun akabinde bütün dünya kamuoyunun ayağa kalkması, insanların bu katliam karşısında duyarsız kalmamaları ve kendi hükümetlerini sıkıştırmak için dünyanın her yerinde çok yüksek katılımlarla gösteriler yapması neticesinde hemen hemen dünyanın her yerinde birinci gündem maddesi; İsrail’in Gazze’ye uygulamış olduğu saldırı ve katliamdır.

Tabii böyle savaş zamanlarında yüksek enflasyon olur.

Yüksek enflasyon derken, eğer bu süreç devam ederse, fiili savaş daha da yayılırsa ki şu sırada Ukrayna’da da bir savaş söz konusu, güneyimizde çatışmalar söz konusu, Israil’in yapmış olduğu yüksek dozajlı katliam söz konusu…

Bunlar daha da yayılırsa çok çok yüksek enflasyonlarla karşı karşıya kalabiliriz. Çünkü böyle zamanlarda ülkeler silahlanma yarışına girerler. Pek birbirlerine belli etmeseler bile çok yüksek miktarlarda mühimmat üretirler.

Eğer savaş yoksa birçok mal ve hizmet talep edersiniz ama talep çok yüksek olmasına rağmen, bu mal ve hizmetleri firmalar, ülkeler tedarik edemez.

Çünkü savaş ekonomisine hazırlanıyordur.

Savaş varsa zaten çok büyük bir yıkım olacağı ve birçok üretim tesisi etkileneceği için bu sefer arz enflasyonu başat enflasyon olarak yüksek enflasyonu tetikleyecektir.

İşte böyle zamanlarda Mehmet Şimşek tarzı ekonomi yönetimi hiç uygun olmayan bir ekonomi yönetimidir.

Ne diyordu Sayın Şimşek tarzı ekonomi:

Bunları daha önce anlattık, tekrar edelim:

Faizler çıkabildiği kadar çıkar; faizleri arttıracaksınız.

Faiz artışından dolayı döviz girişi yapacak.Dış borcu dert etmeyeceksiniz.

Tabi dış borcunuzla artacak, dış borcunuzu artarken böyle ortamlarda yüksek faizden dolayı üreticiler, özellikle KOBİ’ler etkileneceği için bir nevi servet transferi yaşanacak.

Vatandaşların da ücretleri yeterince artmayacağı için birikimlerini harcayacaklar.

KOBİ’lerde ekonomilerini döndüremeyecekleri için bir servet transferiyle karşı karşıya geleceğiz.

Bakın günümüzde Sayın Şimşek tarzıyla faizler artırılmaya başlandı.

En son yüzde 35’lere dayandı ama yeterince döviz girdisi yok.

Hani Ortodoksların teorisi böyleydi: “Faizleri arttırınca enflasyon düşecekti” ve “yığınla ülkeye döviz girecekti…”

Ama böyle bir döviz girdisi yok.

Şimdi tam tersine 23 Kasım’da PKK’nın açıklamasının yüzde 40’ın üzerine çıkacağı öngörülmeye başlandı şimdiden.

Bakın bir yandan da KKM’ler çözülüyor. Ağustos ayında KKM yaklaşık 126-127 milyar dolarlar seviyesindeyken, şu anda (kasım başı itibarıyla) 103 milyar dolarlar seviyesine kadar geldi.

Yani Şimşek Tarzı Ekonomi gidiyor ama bir taraftan da savaş ortamı geliyor.

Savaş ortamı doğal olarak çok çok yüksek enflasyonun tetikleyici ortamlardır.

Böyle ortamlarda KOBİ’lerin sonunun getirecek politikalar uygulamak adeta milli bir beka sorunu haline gelir.

Şimdi eğer bu KOBİ’ler düşerse, yani KOBİ’ler üretimde zorlanır da yavaş yavaş servet transferi olur ve aynı zamanda KOBİ’ler değişik bırakırsa tezgahlar kapanırsa bunların üzerine kim çöker?

Bunların üzerine bıyıklı ve bıyıksız yabancı sermaye çökmeye başlar.

Yabancı sermayenin bir kısmı gerçekten yabancı ama bir de bıyıklı yabancı sermayenler, yani ülkede kazancını yurt dışına bir şekilde kaçırmış aktarmış ve orada kurmuş olduğu şirketler vasıtasıyla sanki yabancıymış gibi gelip bu çöküşte ganimet toplar gibi KOBİ’leri çok düşük fiyatlarla elde ederler, alırlar.

Bu sermaye sahipliği; yani sanayi sahipliğinin de el değiştirmesi anlamına gelir.

Şimdi bütün bunların düzenlenmesi için kamunun acilen hem düzenleyici denetleyici hem de gerekirse yatırımcı olarak piyasaya girmesi gerekir.

Pazarı düzenleme, denetleme ve aynı zamanda genişletme, canlandırma vazifesini kamu çok rahat uygulayabilir.

Yoksa Mehmet Şimşek tarzına kalırsa, bu savaşlardan dolayı işimiz tahminimizden daha kötü noktalara gidecektir.

Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN