İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Cumhurbaşkanından Ne Saklanıyor?

Sayın Cumhurbaşkanı iki şeyde başarısız olduğunu daha önce ifade etmişti…

Bunlardan biri ekonomide faiz konusu, bir diğeri ise eğitim konusuydu. Bugün hala bu iki konu büyük bir sorun olarak hükumetin önünde duruyor.

Muhalefetin bu alanlardaki zaman zaman serzenişleri, maalesef bir çözüm üretme anlamında sistemsel köklü bir öneri içermiyor.  Muhalefetin, sadece eğitim ve ekonomideki olguların olumsuzluklarını söyleyerek muhalefet yaptığını söyleyebiliriz.

 Sorun çözmede gerçek durumu tespit etmek önemli. Ancak ondan daha önemli olan çözümü ortaya kararlı bir iradeyle koyabilmektir.

Türkiye’deki siyaset anlayışının çözüm konusundaki başarısızlığı, liderler merkezinde ola gelen kişiselleşen çatışmaların, partilerinde genel yapısında yer bulması, partilerin tabanından çıkması gereken alternatif önerileri engellemektedir. Parti yapısında hedef, kitleyi taraftar haline getirmektir. Bugün ki siyasi partilerin siyasal çalışmalarına baktığımızda; mahalle temsilciliklerinden il yönetimlerine kadar emir komuta zinciri içinde halkı kendi taraftarı yapmak için sürekli propaganda yapmaktır.

Oysa olması gereken bir siyasi yapılanmada, toplum sorunlarını doğru tespit edip bu tespitler ışığında adil çözüm önerileri ortaya koymada bir partinin teşkilat tabanından genel ve başkana kadar uzanan proje üretme olmalıydı. Mevcut durumu göz önüne aldığımızda, bu söylediğimiz doğal olması gerekenin hayal olarak kaldığı gerçeğinin de altını çizmemiz gerekir.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı bu konularda farklı zamanalar da olumlu açıklamalar yapsa da, Ak Parti, iktidar imkanlarını taşıdığı halde aynı siyasi yelpazede aynı siyasal davranışları kendi bakış açısı ekseninde sergilemektedir.

Seçmen kitlesinin % 30 gibi çok ciddi bir oranda siyasi yelpazedeki partilerden umut kesmesi, söylediklerimizin doğruluk açısında bütünün bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.

Bu arada halkın tepkisini görenler yeni siyasal oluşuma giderek partiler kurmaktalar. Kimi bir kesimin temsilcisi iddiasıyla yola çıkarken, kimi bölünmüş toplumun siyasal ittifaklar içinde bir kesimi ile bütünleşerek, pozisyon almak için parti kurmaktadır. Kimi de bireysel bir çıkışla adeta bir mehdi edası ile hareket etmektedir.

Neticede halkın çok ciddi bir kararsızlığı gerçeği, siyasi yelpazede yeni yeni simaları taşıyacağını söyleyebiliriz.

Peki, Öncelik ve en önemli olan konu nedir?

Hiç kuşku yok ki halkın en önemli gündemi geçim sıkıntısıdır. Aslında Türkiye’de bu sıkıntı toplumun gündeminden hiç düşmedi. Sadece terörün azdığı zamanlarda, milletimizin vatanperverliği, çektiği maddi sıkıntılara karşı sus pus olmasına neden olmuştur.  Şimdi terörün ciddi oranda azalması, ve uygulana adil olmayan ekonomik sistemin her geçen gün şiddetini daha da arttırması, milleti ekonomik geçim sıkıntısı konusunda  feryat eder hale getirdi.

Ak Partinin milletimizde olan bu rahatsızlığı çok iyi gördüğünü düşünüyorum. Bunu zaman zaman Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamalarda, satır aralarından okuyabiliyoruz. Çok güçlü bir siyasi partinin halkın sorunlarını çözmesi konusunda hiçbir bahanesi olamaz. 

İktidarı Ak Parti dün devralmadı.

Bugün ki bütün durum Ak Partinin uyguladığı ekonomik politik kabullerin sonucudur. Tabi burada şunun altını çizmek gerekir; Gelecek Partisi ve Deva Partisi bütün olumsuzlukların paydaşıdır. Bugün ekranlara çıkıp kahraman edasıyla yaptıkları konuşmalar, onların olumsuzluklara olan büyük katkılarını asla örtemeyecektir. Zaten bu arkadaşlar, parti içindeki pozisyonlarından rahatsız oldukları için bir itiraz ve ayrılış sürecini yaşadılar. Yoksa parti programlarına baktığınızda, bugün ki kötü sonuçların kaynağı olan eko-politik kabulleri aynıdır. Meseleyi sadece Cumhurbaşkanının şahsında toplayarak onu suçlamaları sadece bir temize çıkma çabasından başka bir şey değildir.

Hükumetlerin temel bir yanılgısı var. Göreve getirdikleri insanların kişisel başarıları, sorunların üstesinden gelinebileceği anlayışı hâkim. Oysa sorunların kaynağında, sistemsel bir sorun var. Meselelere sistemsel çözüm önerileri getirmeyen insanlar, koltuk işgalinden başka bir durum ortaya koyamayacaktır.

Bunun için Milli Eğitim bakanı görevden alındı. Yaklaşık iki yıl görevde kalan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başarılı olmuş olsaydı görevden alınmazdı.

Sayın Cumhurbaşkanımız bilmelidir ki halkın sorunlarının kaynağı uygulanan iktisadi modeldir. 

Bu modelin, zulme dayalı faiz çarkı ve vergi politikaları var. Para sistemi ve vergi sistemi onarılmak zorundadır. Bu değişimi önermeyen ve nasıl yapacağını ortaya koymayan hiçbir siyasi hareket milletimize refah getiremeyecektir. Biz bu modelin nasıl değişeceğini vergi ve para sistemi üzerinden yazmaya devam edeceğiz.

Selam ve dua ile…

Yunus EKŞİ

Bir yanıt yazın