12 Kasım 2021, Doğu Türkistan’da 20.yüzyılın ilk yarısında 2 kez bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin kurulduğu gündür.
12 Kasıl 1933 Kaşgar – Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin 88. ve 12 Kasım 1944 Gulca’da ilan edilen Doğu Türkistan Cumhuriyetinin 77 yıl dönümüdür. Kutlu olsun.
Her iki devletin Cumhurbaşkanları Gazi Hoca Niyaz Hacım ile Mareşal Ali Han Töre başta tüm kurucularını ve şehitlerimizi rahmet ile anıyoruz
Doğu Türkistan Kadim Tük Yurdudur. Şu anda Kominist Çin’in işgali altındadır.
Yalta konferansının Türkistan üzerine etkileri ve Türkistan’ın DERSLER ÇIKARILACAK TARİHİNE kısaca bakmakta yarar var.
1514 den 1670 tarihine kadar Doğu Türkistan’da Ebu Said Han’ı n kurduğu Yarkent Saidiye devleti hüküm sürdü. Daha sonrasında meşhur “Hocalar devrinin iç karışıklıklarla dolu karanlık devri hakim oldu Hocalar dediğimiz İslami anlamda hoca olarak düşünmeyiniz hocalar tabiri yöresel tabirdir. Hocalar 80 yıl kadar hakimiyetlerin sürdürmüştür.
Ancak maalesef birliklerinin HAKİMİYET VE ÜSTÜNLÜK SAĞLAMA mücadelesi Doğu Türkistan’ın karışıklıklar içine düşürmüştür. Hocalardan Hoca Hidayetullah AbakTibet’e giderek kendisini Han olarak desteklemesi için Dalaylamadan yardım talep etmiştir. Ülke bu kez Dalaylama’nın talimatı ile Budist Kalmuklarca işgl edilmiştir Bunu fırsat bilen Çin Kaşgar’a kadar girmiş ve Çinliler, 1759’da tüm Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir (1.Mançur-Çin istilası)
Bu arada, Doğu Türkistan’ın her tarafına dağılmak zorunda kalan her iki tarafa mensup “Hocalar”, vatanlarını Çinlilerin elinden kurtarabilmek için çok uzun soluklu büyük bir çalışma ve kıyam teşebbüsleri sonucunda 1826’da Burhaneddin’in torunu Cihangir, Kırgızların yardımı ile Kaşgar’ı ele geçirmeye muvaffak olmuş ise de sonra Çinlilere esir düşmüş ve demir kafes içinde Pekin’e gönderilerek, dili kesilerek aç köpeklere parçalatılmak sureti ile orada idam edilmiştir.
1860’lı yolların başlarında Çimkend’i Ruslara karşı müdafaa eden ve bilahare Kaşgar devletini kuracak olan, Yakup Bey’in kuvvetleri desteğinde Kaşgar’a geldi.
Yakub Bey Kaşgar’a hâkim olduktan sonra, bir taraftan Orta Asya’yı bir nevi aralarında paylaşıp istila etmiş olan Rusya ve İngiltere ile münasebetlerini dostane bir şekilde düzenlemeye ve bir denge unsuru olmaya çalışırken, diğer taraftan da kendi nüfuzunu yükseltecek ve devletine destek olacak olan İslam halifesi, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz Han (1863-1877) nezdinde fevkalâde elçisi Seyit Muhammed Yakub Han Töra’yı göndermişti. Elçi, Orta Asya’da gelişmeleri ve bu arada Kaşgar devletinin durumu ve ihtiyaçlarını çok iyi bir şekilde Osmanlı hükûmeti yetkililerine anlatmış, Osmanlı önemli miktarda silah ve mühimmat ve personel göndermiştir. Elçilik heyeti ülkeye geri döndükten sonra Yakub Bey (Yakub Han)in hâkimiyeti altında bulunan bütün memleketlerde hutbeler Sultan Abdülaziz namına okutulmaya ve sikkeler de onun namına basılmaya başlanmıştır.
Artık kendisinin Sultan’a bağlı bir Emir olduğunu ilan eden Yakub Han, İstanbul’dan gelen subayların da yardımıyla ordusunu eğitip yetiştirmeye çalışsa da Osmanlı ile bağlarının Osmanlının son dönemlerine, gerileme dönemlerine rastlaması büyük şanssızlık olmuştur.
Doğu Türkistan’ın Çin tarafından işgalinin başlangıcı malesef ülkenin “HOCALAR” adı ile altıya bölünmesi ve birbirleri ile çekişmeleri ve Çinlileri yardıma davet etmeleri ile çin Türkistanlı işgal etmiş, Yakup Han büyük mücadelesi sonucu Çin kuvvetlerini ülkeden uzaklaştırmayı başarsa da Yakub Han’ın zehirlenmesi sonucu ölümü ile ülke tam bir keşmekeş içine düştü. Bu sebeple General Tso’nun ordularına da karşı koyacak bir kuvveti kalmadı. Çin kuvvetleri 16 Aralık 1877’de Kaşgar’ı da kolayca zapt ettiler. 16 Mart 1878’de “Peking Gazete”si bütün Doğu Türkistan’ın Çin işgali altında olduğunu resmen açıkladı.
1875 tarihinden itibaren işgal yaşayan Doğu Türkistan da Tarım Havzasının güneyindeki Hotan’da da 1933’te Muhammed Emin Buğra isyan etmiştir. İsyancılar Hanlı memurları kovarak Hotan’ı aldıktan sonra Yarkand ve Kaşgar’a ilerleyerek Kumlu ve Turfan’dan sağınmış güçleriyle birlikte 12 Kasım 1933de Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyetinin kuruluşunu Bu günkü Çin Uygur Özerk Bölgesi’nde ilan etmişlerdir. Maalesef kurulan hükümetin ömrü uzun olmamış, 6 Şubat 1934 yıkılmıştır.12 Kasım 1944 Gulca Doğu Türkistan da yılında tekrar Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulmuş ancak onun da ömrü çok kısa olmuştur.(77.yıl dönümü)
Türkistan’da birtakım mücadeleler direnişler olmuşsa da aslında Türkistan hakkında çok önemli karar Yalta konferansında verilmiştir.
Yalta Konferansı ya da Kırım Konferansı, II. Dünya Savaşı sırasında 4 Şubat 1945 – 11 Şubat 1945 tarihleri arasında SSCB’nin tatil şehri Yalta’nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı’nda düzenlenen ve Churchill, Roosevelt ve Stalin’in katıldığı konferanstır.
1945 yılında Yalta konferansında bir araya gelen, Churchill, Roosevelt ve Stalin Türkistan’ı ve İslam coğrafyasını paylaşmışlar, Doğu Türkistan Çine Batı Türkistan Rusya’ya. Ortadoğu ise İngiliz ve ABD hakimiyetine bırakılmış, Almanya’yı ise Fransa ve İngiltere arasında pay kararı almışlardı. Aslında Yalta da her üç ülke devlet başkanı ve Çin devleti yöneticilerine “Gizli Dünya Devleti” “Kral’ı” tarafından Yalta’da talimat verilmiştir. Her zamanda olan da budur.
Bunun böyle olduğunu 9 Mayıs 2021 tarihinde Papa Francis, David Rockefeller ve John Rothschild’ın elini öptüğü görüntülerin paylaşılmasından da anlaşılacaktır.
Bu görüntünün dünyaya verdiği mesajı doğru okumak gerekir.
Yalta konferansını, taraftarlarını karar alıcılarını “gizli dünya devletini”in kimler ve amaçlarının ne olduğunu bilmek zorundalar.
İslam dünyası başta Türkistan ve özellikle Doğu Türkistan bunu bilmeden bağımsızlığa kavuşması hayaldir! Yalta konferansını şuurlu olarak bilmek ve gerekli dersi çıkarmak zorunludur. Aksi halde gerek bölge ülkeleri ve gerekse Türkistan da yaşayan müslüman Türkler “denize düşenin yılana sarılması” durumunda kalmaktan kendilerini kurtaramazlar.
Yalta konferansını gibi organizasyonların iyi okunmaması İslam dünyası tarih okumalarını şuurla yapmaz tarihte yaşananlardan gerekli dersi çıkarmaz birlik beraberliğinin önemin kavramaz ve gereğini yapmazsa içine düştüğü açmazdan korkarımki kurtulamaz
Yalta konferansını ve her yıl yapılan & kabul ve ret yetkisinin sadece bu beş ülkede olmasının anlamını anlamadan İslam dünyası ve mazlum milletlerin zulüm ve sömürüden kendilerini kurtarmaları hayaldir.
Türkistan tarihi maalesef ibretlik acılarla doludur.
1980 ler de Afganistan da iç mücadeleler sırasında Afgan yönetiminin Rusya’yı muhaliflerine karşı daveti ile başlayan Rus işgali sonlandırıp Afganistan da yönetime gelenler bu defa ABD’yi davet etmişler ABD 20 yıl Afganistan’da kalmış, ABD ve mevcut yönetimi kovan Taliban tarihten hiç ders almamış gibi bu defada Çin Afganistan’a girmeye başlamıştır. Çin in yayılmacı ve işgalci politikaları sonunda bu defa Afganistan’a girmesi halinde Çin’in işgali ne Ruslara ve nede ABD ye benzemeyecektir. Kırk yıldır işgal ve savaş yaşayan Afganistan Taliban yönetimi bu hatasının farkına varmazsa Afganistan, 1876 da Çin’in Doğu Türkistan’a girmesi ile Doğu Türkistan’ın yaşadığı akıbetin aynısı yaşamak üzeredir.
“Tarihten ders alınsaydı Tarih tekerrür mü ederdi”
Mehmet Akif Doğu Türkistan da yaşanan soykırıma karşı diaspora da başta Uygur Müslümanları canhıraş mücadele yapmaktalar. Umarız bu mücadeleleri tarihten ders çıkarılmış olarak yapılmış olsun!
Dünyanın en fazla yeraltı ve yer üstü zenginliklerine sahip olan Türkistan bölgesi batısı doğusu ile ve Afganistan emperyalist emelleri olanların vazgeçmek istemedikleri coğrafyadır.
Ümitsizlik yok!
Türkiye’nin Kızılelma yürüyüşü başlamıştır.
Türk Devletleri Birliği kurulmaktadır!
Zafer inananlarındır ve zafer yakındır!
Vesselam…
Halis ÖZDEMİR