Son gelişmeler üzerinden bir konuyu netleştirmek istiyorum.
Bir bakıma, zemin etüdü yapmak istiyorum.
Başlangıç sorularımız şunlardır;
- Nasıl müzakere ediyoruz?
- Hangi müzakere zeminindeyiz?
- Nasıl müzakere etmeliyiz?
Adı konulmamış olsa da müzakerelerimize esas teşkil eden görüşlerimizin şunlar olduğunu anlıyorum.
- Bir; Önemli olan ekonomiyi kurtarmaktır.
- İki; Önemli olan ekonominin kurtarıcı kimliğini kurtarmaktır.
Bunlardan birincisi kişiler üzerinden ikincisi ise sistem üzerinden yapılır. Bizim için önemli olan ekonomiyi kurtarmak değildir.
Çünkü mevcut ekonomi, bir vatandaş olarak “benim ekonomim” değildir. Halihazırda sonuçları üzerinden tartıştığımız veya kurtarmaya çalıştığımız şey “bir avuç rantiyecinin ekonomisi” dir.
Bizler, kişiler üzerinden mevcut tartışmaları yaparak, hangi rantiyeci grubunun daha uygun olduğuna karar vermeye çalışıyoruz. Bu tartışmalar onların ekmeğine yağ sürüyor.
Örneğin bir grup rantiyeci yüksek dövizden nemalanıyor. Diğer bir grup ise yüksek faizden. Biri dış rantiyeci diğeri iç rantiyeci. Ammiyane tabirlerle, biri döviz lobisi diğeri faiz lobisi. Tabi aralarında geçişmeler de çoktur. Bıyıklı yabancılar ve yabancı bıyıklılar gibi…
Bir tarafı fazla nemalanırsa, hemen direksiyondaki kişiyi değiştirtmek için bir tertip içine giriyorlar. Kişi değişince bu sefer diğer taraf nemalanmaya çalışıyor.
Bugün dövizin düşme nedeni faizlerin artacağı beklentisidir.
Bugün dövizin düşme nedeni faizlerin artacağı beklentisidir. Nitekim yapılan müzakereler de bu yöndedir. Hâlbuki tartışılması gereken konu “ekonominin kurtarıcı kimliğini düzeltmek”tir. Ekonominin kişiler üzerinden tartışılmasına son vermektir.
Ekonomi, hepimizin ekonomisi olmalıdır.
Sadece bir avuç rantiyecinin ekonomisi değil, hepimizin ekonomisi olmalıdır. Bu açıdan hep sistemin tartışılmasını öneriyoruz. Kişilerden bağımsız olarak ekonominin, hepimiz için çalışan ve işleyen bir sisteme sahip olmasını istiyoruz.
Tartışmalarımız, sarkaç gibi bir rantiyeci odağından diğer rantiyeci odağına giden bir eksende olmaması gerekir. İşimiz, rantiyecilerden ehven olanı seçmek değil sistemi herkes için ehven hale getirmek olmalıdır. Kimseyi de sistem dışı bırakmamak olmalıdır. Böyle olursa, sistemin başında olan kişilere de en büyük yardımı yapmış oluruz.
İşte bu sebepten dolayı, mevcut borca dayalı para sisteminin sorgulanması ve değiştirilmesi gerekir.
Borçlarımızın tasfiye edilmesi ve bölge ticaretimizi geliştirecek ortak bir para birimi oluşturulması gerekir.
Neticede, şimdi tekrar soralım;
- ‘Ekonomiyi mi’ yoksa ‘ekonominin kurtarıcı kimliğini mi’ kurtarmalıyız?
- Hangisini tartışıyorsunuz?
- Düzeltmeye çalıştığımız, kimin ekonomisidir?
- Hangisi daha doğru bir mücadele ekseni oluşturur?
Önce gerçek müzakere zeminimizi bulalım.
Vesselam
Prof. Dr. Mete Gündoğan