İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Elektrik Kesintilerinde “BOP” Şüphesi (2)

Elektrik kesintilerinde BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) şüphesi konulu yazımın ilk bölümünde; Güneydoğu Anadolu bölgesinde Suriye sınırında olan şehirlerinde, yaşanan elektrik kesintilerinin görünürde sebep olduğu olaylara değinmiştim. İkinci bölümde ise, elektrik kesintilerinin sebep olacağı ve ülkemizin ve topraklarımızın güvenliğini tehlikeye düşürebilecek senaryolarla ikinci ve son bölümle devam ediyorum.  

Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin güvenliği için sınır ötesi hareket neticesinde geçici olarak kontrolü altında bulunan Suriyenin Tel Abyad ve Rasulayn kentlerine elektrik uzun zamandır Türkiye tarafından bedelsiz olarak veriliyor. Verilen elektriğin bedelini ise Türk hükümeti, özel dağıtım şirketi olan DEDAŞ’a ödüyor. Bedeli de vergilerimizden karşılanıyor elbette…

Ama ne ilginçki, Suriye’nin Tel Abyad ve Rasulayn kentlerinden esirgenmeyen Türk Malı elektrik, sulama döneminde Yerli ve Milli Türk çiftçisinden esirgeniyor. Buda ülke ve bölgenin milli tarımını olumsuz etkiliyor haliyle…

Bu büyük soruna orta yollu basit çözümler bulunabilir mi!?

Elbette bulunabilir, ilk etapta acil ve en basit çözüm olarak şu yapılabilir;

Çeşitli sebeplerden dolayı Güneydoğuda yaşanan elektrik kesintilerinden dolayı ürünleri (mısır ve pamuk) kuruma noktasına gelen Urfa’dan Mardin’e kadar olan bölge çiftçilerine, TSK korumasındaki Tel Abyad ve Resulayn kentlerine verilen bedelsiz elektrik enerjisinin “hiç olmazsa” sulama sezonunda gündüzleri kesilip, sadece tarımda kullanmak için Türk çiftçisine verilebilir. Geceleri ise Suriye’nin Tel Abyad ve Rasulayn kentlerine verilebilir.

Peki öyleyse, önerdiğim acil öneri veya çok daha iyi bir çözüm ortaya konulmazsa, bölge çiftçileri ve Türkiye Tarımsal üretim üzerinde mağdur ediliyor sonucu çıkar mı?

– Evet! Kesinlikle çıkar.

Bu kapsamda Suriye’ye bedelsiz elektrik verip, çiftçiyede hiç olmazsa sulama sezonunda sadece gündüzleri elektrik enerjisi verilmemesi, çiftçilerin kendi imkanlarıyla açtıkları sondaj kuyularının durmasına da sebep olacaktır. Bu şartlarda da üretim yapamaz hale gelen çiftçide çaresiz kalacak ve ürünleri tarlada kuruyacak ve telef olacaktır.

Çaresiz kalan bölge halkı şehirlere göç etmek zorunda kalır mı?

– Evet! Göç etmek zorunda kalabilirler.
Tıpkı bir siyasi partinin meclis grubunda konuşan Bozovalı çiftçinin bahsettiği gençlerin göç etmeye başlaması sorunu artar ve kronikleşir.

O çiftçi neler demişti? Bir hatırlayalım.

“…Tarımda teknoloji yok. Biz yurt dışından bir kilo karpuz çekirdeğini 5 bin liraya alıyoruz. Şanlıurfa’nın bütün pamuğunu satarsak bir kamyon karpuz çekirdeğinin parası karşılanıyor. Son teknoloji sulama sistemleri var Şanlıurfa’da. Bir kuyuya 70-80 bin lira fatura geliyor. Ürünün tamamını satsan DEDAŞ’ın faturasını karşılamıyor. Şu anda ilimizde ve çevre illerde Mera diye adlandırılan yerler, belli çevreler tarafından bazı şahıslara satılmaktadır. Zaten ülkede mera kalmamış bu da halkın az buz yaptığı tarımcılığın da sonunu getiriyor. Daha büyük sorunlarımız var ama zaman yok. Bu adamlar ne yapar sadece çiftçiden para mı toplar? Şanlıurfa’da, ve bölgemizde yüz binlerce genç başka illere işçi olarak gidiyor. Gençlerimizin hepsi göç etmiş…” demişti…

Şimdi de, gelelim en can alıcı soruya;

Şanlıurfa ve Mardin başta olmak üzere Suriye sınırı ve çevresindeki şehirlerimizde artış gösteren elektrik kesintileri ve tarımsal sulama suyuna erişimin zorlaşması, günümüzün 19. Haçlı seferi olan ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) tamamlayıcı bir uygulaması gibi istenmeyen sonuç verebilir mi?

– Neden olmasın! Her olasılığı düşünmek gerekir.

Zaten jenerik ismiyle Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) en önemli aşamalarından biri de, toprak sahibi çiftçiyi göçe zorlayarak, bölgenin nüfusunu azaltıp ve sonrasından da boşalan yerlere Suriye’den ve Afganistan’dan gelenleri yerleştirme projeleri Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde uygulamaya geçirmektir.

Belkide; 1914’de Techir edilen o bölgelerin eski halkı olan, Osmanlı devletinin vatandaşı Ermenilerin bugün hayatta olan torunlarını; “dedelerinizin yurduna geri dönüyorsunuz” diyerek kandırıp/ikna edilip göç ettirilerek yerleştirilecektir !!

Anlayacağınız BOP‘cularda (Büyük İsrailcilerde diyebiliriz) ne oyun biter, ne de projeler !!

Son dönemlerde; bir çok kişi tarafından her ne kadar; “ölü doğdu… rafa kaldırıldı…” diyerek projenin fiilen yok olduğu ifade etseler de, hatta işin dozunu kaçırarak proje sahiplerince sosyal medya üzerinden “büyük osmanlı projesi” diyerek unutturmaya ve gündemden düşürmeye yönelik algısal faaliyetler yürütme çalışsalar da, BOP’un aslında Büyük İsrail Projesi olduğunu ve tıkır tıkır çalıştığını hiçbir zaman unutmayalım.

Peki bu BOP projesini engellemek mümkün mü?

– Elbette mümkün !!

Bunun en önemli ayaklarından birisi yaklaşık %48’si tamamlanabilmiş GAP projesine hız vermektir.

Türkiye tarım sektörünü lokomotif sektör yapmak zorundadır. Çiftçinin borçları inanılmaz ve altından kalkılamayacak bir şekilde hızla artmaya devam ediyor. Bu da tarımın lokomotif sektör olmasının önündeki en büyük engeldir. Çİftçinin borçlarının faizleri acilen silinmeli. Ana borçları da daha uzun vadede faizsiz olarak ödeyebilme kolaylığı sağlanmalı. Hatta borçlarını ürün olarak ödeme kolaylığı bile sağlanabilir.

Aynı şekilde bölge çiftçisinin elektrik borçlarının faizleri silinmeli. Kesilen cezalara bir seferlikte olsa af getirilip ana borçları da uzun vadede taksitlendirilmeli. Yoksa Türkiye tarımda lokomotif sektör haline getirilemez. Bunlar olmazsa da gün gelir tüm tarımsal ürünleri ithal etmek zorunda kalabiliriz.. Tarımsa l ürünlerde dışa bağımlılık ne kadar artarsa şantaj silahı olarak çevrilme riski de bir o kadar artar.

GAP projesinin eksik kalan %52’lik kısmı tamamlanıp bölgedeki verimli tarım arazilerine suyun ulaşması için sulama kanalları ile birlikte tamamlanması için çalışmalar hızlandırılmalı.

Bölge tarımı ile uğraşan çiftçiler ise hem teşviklerle hemde elektrik enerjisinde en ekonomik çiftçi fiyat tarifeleri ile özellikle sulama zamanında devlet tarafından süspanse ile desteklense, çok verimli topraklara sahip bölge sayesinde birkaç senede belki Hollanda’yı bile yakalarız. Birde bakmışsınız bir mucize gerçekleşir ve Hollanda’yı bile geçebiliriz de… Neden olmasın !

Böylelikle BOP’u engellemede önemli çok önemli bir kazanım elde etmiş olurduk.

***

Sonuç olarak;

Geçmişte 18 tane haçlı seferinin canına okuyarak püskürten bu millet, 19. Haçlı seferi olan Büyük Ortadoğu Projesinin de (BOP) canına tarım sektörüyle de elbette okuyabilir.

İlk bölümü okumak için >>
https://iktisathareketi.org/elektrik-kesintilerinde-bop-suphesi/

Vesselam..
Sadi ÖZGÜL

Not; Bu makale “Mirat Haber” haber-yorum portalında yayınlanmıştır

Bir yanıt yazın