Ey para ne hallere düşürdün insanlığı!
Bazen insanlığın, dostluğun, hakkın hukukun önüne geçiyorsun.
Nesin sen böyle! Para!
Para sakın benim ne suçum var deme!
Hepsi senin yüzünden! Hepsi…
Para mübadele aracıdır.
Para mübadele aracı olmanın dışına çıkarıldığında; ihtirasın, haksızlığın aracı yapılmaya başlandığında ise insanın karakteri/ zaafiyetleri ortaya çıkar. Para insanın sınav aracı olur bir anda.
Paraya dair çok söz söylenir. “Paranın dini imanı olmaz, parasız saadet olmaz, paranın esiri” gibi.
İnsanlar maişetlerini sağlamak kendi kendilerinin geçimini ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışırlar ve para kazanırlar. Buraya kadar güzel. Bundan sonrası biraz sorunlu!
Para insanın emrinde olması gerekirken insanın doyumsuzluğu, tatminsizliği, konfor ve lüks arayışları insanın emrinde olan parayı insana emreden hale getirmektedir ve artık insan paranın emrinde hayat sürmeye kendini mahkum etmektedir.
Para için en yakınlarınızı kırmak, darıltmak ya da hakkına tecavüz etmekten veya işinizi yaptırdığınız çalışanın hakkına girmekten bahsetmiyorum bile. Bu ayrı bir konu, ayrı bir yaradır aslında.
Sekülerizm/Dünyevileşmek insanlığı esir almış durumda.
Önceleri sahip olduğunuzda mutlu olduklarınız bugünlerde asla size önemli gelmiyor, sizi mutlu etmeye yetmiyor. Yeni tabirle toplum level atladı. Kapitalizmin tüketici doyumsuz anlayışı ruhumuzu bedenimizi adeta esir aldı. Artık sahip olduklarımız bizleri mutlu etmiyor!
Lütfen hatırlayınız; yeni evlenmişsiniz ve sobalı iki odalı bir evi kiralayıp sobanızı yakıp üzerinde ekmek kızartıp eşinizle kahvaltı yapmanın size verdiği mutluluk ve hazzı.
Sonra iki odalı sobalı bir eviniz oldu gene çok mutlusunuz! Sadece siz değil mutlu olan, anneniz, babanız, eşinizin annesi, babası hülasa bütün aile nasıl da mutlu olurdu siz ev sahibi oldunuz diye.
Ya sonra üç odalı kaloriferli bir daireniz bir de otomobiliniz oldu, yine evinizde mutluluk ve sevinç rüzgarları eserdi.
Sonra asansörlü, sonra site içinde, sonra havuzlu….
Ya sonra taksitler krediler geceyi gündüze katıp çalışmalar bir de ya işinizde bir inkıta olursa endişesi.
Doyumsuz, bitmeyen yarış hayatınızı ve sizi esir almış durumda…
“İhtiyaçlar sınırsızdır” kapitalist sistemin yaşam kuralı! Doyumsuz tüketim toplumu kapitalizmin yaşam alanı.
İhtiyaçların sınırsız olduğuna kani olduğunuz andan itibaren kapitalizmin, paranın esirisinizdir.
Sınırsız olan ihtiyaca, sınırlı hayata ve zamana sahip insan nasıl cevap verebilir ki!?
Paranın esiri olmamalı insan.
Paranın esiri olunduğunda ne kadar kazanırsanız kazanın siz paraya patron değil para size patron olur. O kadar acımasız bir patrondur ki asla onu alt edemezsiniz. Onun insafına kendinizi bırakmamalısınız.
Parayla saadet olmaz dedikleri bu olsa gerek!
Emret patron para denilerek
Parayla saadet olmaz!
Günümüzde (çok) para olsa bir dert olmasa bir dert.
Kalın sağlıcakla
…
Vesselam
Halis Özdemir