Önceki yazılarımda finansal sistemin döngüsel hata bildirimi yaptığını, dolayısıyla toplumda refah oluşturmasının mümkün olmadığına dair düşüncelerimi paylaşmıştım.
Hani sürekli tekrarladığımız ve bir kısım iktisatçının hala hiç değinmediği Borca Dayalı Para Sistemi yok mu?
Bu mekanizmayla, Finans Kurumlarının Mizan Hesaplarında sürekli görülen, takibe alınan alacaklar, peyder pey teminat ve ipotek hesaplarının bulunduğu Nazım Hesaplardan, Bilanço Hesaplarını ödünlerler.
Şimdi; bu iktisatçıların bazıları, Milleti kahr-ı perişan eden bu Borca Dayalı servet edinme sisteminden milletimizin kurtulacağını söylüyorlar. Utanmadan, arlanmadan “coin” denen Sanal Paralar vasıtasıyla çok güzel bir dönem dünya toplumunu bekliyor diyorlar. İçlerinde ortadoks mantıkla yetişmiş ekonomisti de var, iyi niyetli çaba sarfeden sözde İslam iktisatçıları da…
Yıllarca İslami eserler vermiş, bir zamanlar feyz aldığım, kitaplarını okuduğum Müslüman yazarlar da var; yine yıllarca Borca Dayalı Para Sistemine savaş açmış, programlar yapmış kişiler de…
Ne diyeyim?
Bu insanların enflasyon ve faize haram dediklerine ve kabul etmediklerine şahidim. Hatta; borca da karşı olanlar var. Ama be kardeşim! Sen nasıl Blockchain teknolojisi aşağı Bitcoin yukarı güzellemeleri ile nice temiz genç zihinlere referans oluyorsun. Neyi ne kadar biliyorsun, ne kadar emin olabiliyorsun da helaldir diyebiliyorsun!
Evet. Tıpkı bankacılık sisteminin para üretme ve üretilen paradan faizle borç verme ve tekrar aynı döngü üzerinde altından kalkılamayacak şekilde borca soktuğu sömürü çarkı, bu kez enerji tüketimi ve teknolojik tekel üzerinden gerçekleşme egzersizlerini yapıyor.
Blockchain Sistemi ne kadar güvenli?
Blockchain sisteminin güvenli bir sistem olduğu konusunda bir garanti yoktur. Evet şu ana kadar merkezi defteri kebir yöntemi ile oldukça güvenilir şekilde sistemi bugüne kadar taşımıştır. Aynı zamanda bu aşamaya kadar geldiği noktada da güvenlidir. Hali hazırda kullandığımız kayıt teknolojisi blockchain sisteminin bir alt versiyonu olarak, ancak merkezi olduğundan dolayı güvenlidir.
Bu merkezci yapı kamu otoritesi tarafından sağlanırsa tam güvenli olacaktır. Ancak; siz bu sistemi sadece makinalara bağlar ve makinaların iş ispatı şeklinde zincirler oluşturmasına imtiyaz verip, herhangi bir otoriteye, özellikle kamu otoritesine de bağlı tutmazsanız sonunuz BDPS Zulmünden de kötü olur.
Neden?
Çünkü; Dağıtık Defteri Kebir Teknolojisinin (DDKT)etkin aktörü icatçı grup, sistemin hıza dayalı talep, iş ıspatı ve şifresel çözümün algoritmik takibini yapıyorlar. Teknolojik olarak makinalar hızlandıkça çözüm kolaylaşıyor, bu sırada devreye girerek algoritmaları zorlaştırılıyor ve sabit zaman teorisi üzerinden süreç işletiliyor. Bu konsorsiyum sistemi sözde güven altında tutuyor.
Oysa; Sistem güven altındayken dahi, tüm sistemin enerji potansiyelinin en az %51’lik bölümünü ele geçiren saldırgan kullanıcılar ki; bunlara korsan diyemezsiniz, sistemi manipüle ederek ele geçirebilirler. Korsan diyememenizin nedeni sisteme izin alınarak giriş yapılmamasındandır. Çünkü; sistemde otorite yoktur. Otorite herkes olarak bilinir; ancak, herkesin otorite olduğu bir ortam kaos ortamıdır.
Sistemin ele geçirilmesi kurulu blok zincirlerin geriye dönük tek tek çözülerek yeni şifreler verilmesi işlemidir. Bu durumda mevcut kullanıcıların güven sorunu yaşayarak sistemi terk etmesi ya da yeni sahibine eklemlenmesi söz konusudur. Adeta batan gemiden kaçan fareler misali zaten hiçbir ispatı olmayan Sanal Paraların yok edilmesi ya da deşifre edilmeden yeni bir kölelik düzeninin inşası söz konusudur.
- Sanal Paraların değeri neden yüksektir?
- Bütünüyle elektrik tüketimi enerjisine dayalı kripto para üretim sistemi değerini nereden alıyor sanıyorsunuz?
Ticari koşullar ne diyorsa odur. Bir ürünün fiyatı maliyetinin üzerine kar eklenerek belirlenir. Bu paranın üretimi de altın madenini taklit şeklinde uygulanmaktadır. Kendisi sanaldır. Ancak tükettiği enerji sanal değildir. Yaklaşık 236 ülke varken, şu ana kadar ürettiğin altı üstü 16 Milyon civarındaki coinler için 159 ülkenin tükettiği elektriği tüketmişsin. Nasıl bir israftır bu. İsrafla ilgili ayeti kerimeleri ve hadisi şerifleri sıralarsak yüzünüz de mi hiç kızarmaz sizin. Hadi israfı geçmiş olalım.
Neticede sanal paraya mal diyorsunuz ve maliyet hesabınızı yapıyor ve fiyatını belirliyorsunuz. Çünkü; 6000 dolarlık elektrik harcadık, biz de 6900 dolar fiyat koyuyoruz diyorsunuz. Tamam fiyatı koyun, koyun da…
- Siz faize neden karşı çıkmıştınız, diye adama sorarlar o zaman. Faiz enflasyonun sebebi, ya da bazılarınıza göre de enflasyon faizin sebebiydi ya hani?
- Kaçınılmaz olarak bu illet haram ama ne yapalım diyordunuz. Şimdi paranın senyorajı enerji firmalarına devrolacak ve elektrik fiyatları keyfi biçimde artmayacak mı sanıyorsunuz?
- O zaman dev enerji firmaları elektrik fiyatlarını belirleyip kaç baz puan zam yapacakları konusunda size ültimatom gibi emirler vermeyecekler mi?
- Bu kez sanal paranızın da fiyatı artacak. Sonra tekrar enerji fiyatı, tekrar sanal para fiyatı şeklinde sarmal; tıpkı, Borç-faiz-borç şeklinde yürüyüp gitmeyecek mi?
- Bundan sonra; senin devletin sokakları neden aydınlatsın, neden tünel yapsın, neden köprü, neden elektrik tüketimi yüksek olan yatırımları yapsın ki! Yahu senin devletin o zaman sana neden hizmet etsin! Gitsin para üretsin, daha karlı değil mi?
İşte devlet bu yüzden şirket gibi yönetilemez, diyoruz. Devletsen devlet gibi olmalısın. Bu tür kriptolojilere müsaade etmemelisin.
Gelelim işin teknoloji boyutuna;
Teknoloji, sanal para madencilerinin hediye sanal para kazanmaları konusunda olmazsa olmaz şartıdır. Çünkü; elektrik enerjisi tekelinin sonraki aşaması teknoloji tekelidir. Paraya herhangi başka bir alternatif sektör bırakılmaksızın sanal para cüzdanlarına mahkum bir şekilde üretir durumda olmak, aynı elektrik bağımlılığı gibi, aynı teknolojik cihaz bağımlılığını ve aynı döngüsel hatanın tekrarını getirir. Hani, Müslüman aynı delikten iki kere sokulmazdı. Yahu bu borca bağımlılıkla birlikte üçüncü olacak. Hatta dördüncü. İnşallah, dördüncüsüne başka yazıda değineceğim.
Siz bir teknoloji devinin size tv, çamaşır makinası, bulaşık makinası yapmasını bekleye durun o halde. Elbette onlar da üretilecektir; ancak, daha efektif sanal para cüzdanları ve server cihazları varken… Üstelik bu cihazların patent hakları gibi kanuni altyapısını da şekillendirdikten sonra istediği fiyat biçimlendirmesiyle, bu kez cihaz fiyatı ve sanal para fiyat sarmalıyla yeni bir endeks hayatımıza girebilir mi?
Nihayetinde, bizler bir taraftan borç-faiz-enflasyon sarmalıyla mücadele ederken; enerji sektörü öteki taraftan tüketim(elektrik)-coin fiyatı-faiz- tüketim diyecek. Bilişim ve teknoloji sektörü diğer taraftan cüzdan-server fiyatı-coin fiyatı- faiz diyecek.
Nasıl ki; borç üzerinden yıllardır manipüle edilen Borca Dayalı Para Sistemi, yeni şövalyeleriyle mutabakat yapmışçasına hem elektrik fiyatları üzerinden, hem de kullanılacak dijital cihazlar üzerinden coin fiyatlarını manipüle etmeye hazırlanıyor.
Ortadoğudaki ve diğer dünya ülkelerindeki enerji savaşları, sadece enerji savaşı değil, aynı zamanda paranın senyoraj savaşıdır.
İştahlar açık, önlükler takılı bekliyorlar.
Tamam kabul, “Devlet şirket gibi yönetilecek” de, enerjinin ne kadarı ithal, teknolojinin, bilişimin neresindesin?
Devlet gibi olup, bir kanunla işi çözmek varken…
Sadık USLU