İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Gazze’yi Haritadan Silmek; “Greater Gaza Plan”

İsrail için nihai hedef, tüm Filistinlileri önce Gazze’den ardından da Batı Şeria’dan sürmektir…

Bunun içinde İsrail’in Filistinlileri önce Gazze’den sonra da Batı Şeria’dan sürülmesini haklı çıkaran bir ortam ve topluluklar oluşturması gerekiyordu. Ortam oluşturulma konusunu daha önceki üç makalemde izahatını yapmıştım zaten.

Yeni konumuz ise İsrail’in nihai hedefindeki oyununu anlamak için şu iki soruya cevaplar aramak olacaktır;

1- Filistinlileri bir yere sürmek için bir planları var mıydı?
2- Yeni bir NAKBA ile karşı karşıya mıyız?

Evet böyle bir plan var!!
Hatta gizli saklı bile değil.

Planın adı “Greater Gaza Plan”
Türkçesi; Büyük Gazze Planı demektir..

Peki bu plan Dökme Kurşun Operasyonu’nun (“Operation Cast Lead) bir parçası olabilir mi?

Elbette onun da bir parçası…
Plan ilk olarak 2014’te İsrail medyasına sızdı. Geçmişinin ise Hamas’ın bir yıl önce Gazze’deki seçim zaferinin ardından Bush yönetiminin göreve getirildiği 2007’ye kadar uzandığı ortaya çıkmıştı.

Planın ana fikri, Gazze’yi Sina’ya bağlamak ve ikisi arasındaki sınırı silmekti. Washington ise planın nihayete ermesi için SİNA‘da uluslararası bir serbest ticaret bölgesi kurulması için uluslararası finansmanın sağlanmasına da kesinlikle yardımcı olacaktı. Gazze’de işsizlik, açlık, sefalet, sağlık ve korku içinde kısa hayatlar yaşayan Filistinlilerin gönüllüğü esasına göre taşınması hedefleniyordu.

Plan basına sızınca Mısır ve Filistin Yönetimi, Sisi’nin Abbas’a Filistin devleti için Sina’da toprak teklif ettiği yönündeki haberleri ve ortaya atılan plan iddialarını yalanlayıp “uydurma” olarak kınadılar. (1) Ancak her ne kadar hem Sisi, hem de Mahmud Abbas bu planın varlığını inkar etseler de 2007 yılından itibaren Mısır’a yönelik bir baskının başlatıldığı çok kısa zaman sonra ortaya çıktı.

2014’te planın sızması sonrasında Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’e yakın bir yetkili, 2007’de İsrail’in Gazze’yi ilhak etmesini ve Filistinlilerin Sina’ya yani Mısır topraklarına yerleştirilmesi için başta Washington’un siyasi baskısına maruz kaldığını itiraf etmişti. Yetkili, Mübarek’in Mısırda bir Filistin devleti kurmak için kendi topraklarından vazgeçmesini sağlamak için tasarlanmış bir sürecin ilk adımı olduğuna inandığını ve bununda “İsrail’in çıkarına” olarak nitelendirdiği için buna direndiğini belirtti.

2007’de Mübarek’in başkanlık ettiği bir toplantıda; “Asıl düşmanımız İsrail’dir. Ancak hem ABD hem de İsrail ile savaşıyoruz. Refah Sınır Kapısı’nı Filistinlilere açmamız ve özellikle Sina’da ikamet özgürlüğü vermemiz için üzerimizde baskı var. Bir ya da iki yıl içinde Sina’daki Filistin mülteci kampları konusu uluslararası konu haline dönüştürülecek. İsrail, çok sayıda Filistinliyi önce Gazze’den sonrasında da Batı Şeria’dan Mısır’a göç etmeleri için baskı uygulayacak” dediğini aktaran yetkili kişi, Mübarek’in Filistinli mülteciler Mısır topraklarına girdikten sonra BM’nin Gazze’de Sina’ya gelip yerleşenlerden sonra tüm Filistinlilerin gelip yerleşebileceği yeni bir Filistin devleti kurmak için “yeni bir Oslo anlaşması” talep edebileceğini söyleyerek, “proje hayata geçerse Mısır içinde bir diken olarak kalabilir” diyerek plana kesinlikle karşı çıktığını da belirtti.

Peki, öyleyse Mübarek’in direnmesiyle o plan rafa mı kalktı?

Tabii ki hayır!!
Beş yıl sonra, 2012 de Mısır da iktidara gelen Müslüman Kardeşler hükümetine liderlik eden Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye görüşmeler yapılması için ABD’ye davet edilince, Mursi’de yaklaşık 50 kişilik bir heyeti görüşmeler yapmak için Washington’a gönderdi.

ABD’li yetkililer Mısır heyetine yeni bir plan önerisiyle; “Mısır’ın dört ila beş yıla yayılan iki aşamalı bir süreçte Sina’nın tamamını değil de üçte birini Gazze’lilere bırakmasını” önerdi. Washington, güneş enerji tesisleri, limanların ve bir havaalanının kurulması da dahil olmak üzere Yarımada’nın üçte birini kapsayan “Yeni Filistin devleti kurulması için tam olarak destekleme” sözü verdi. Ancak bunların karşılığında ise yeni Filistin devletinin askerden arındırılmasını ve yalnızca iç güvenlik amacıyla küçük silahları olan kolluk güçleri olmasını şart koştu. Böylelikle de İsrail ile Mısır arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşeceğini bununda bölgeye faydalı olacağını söylediler. En ilgin olan talepleri ise İsraillilerin Mısır’da mülk sahibi olmalarına izin verilmesini talep etmeleri oldu. Sürecin sorunsuz ilerlemesi için iktidardaki Müslüman Kardeşler heyetini Mısır kamuoyunu bu anlaşmaya hazırlamasını da istediler. Mursi hükümetinde bunlar müzakere edildi ve hepsi reddedildi. Sonrasında ise Mursi hükümetinin ömrü kısa sürdü. (2)

Peki, öyleyse askeri darbeyle iktidara gelen Sisi bu baskılara boyun eğmiş olabilir miydi?

2018 de dönemin ABD Başkanı Trump Mısır’a bir heyet göndererek, tıpkı geçmişte yapıldığı gibi bir teklifle gitti. Teklif biraz güncellense de ana hatlarıyla bir öncekinden farklı değildi.

Sisi bu plana kesin bir dille “olmaz” demedi.
Endişeleri vardı elbette. Başta her ne kadar diktatörlükle Mısır’ı yönetiyor olsa da bunu halkına anlatamaz ve ikna edemezdi. Bunların başında Hamas sorunu geliyor elbette. Göç sürecinde Hamasta SİNA’ya gelirse ileride Mısır için büyük sorun olabilir. Zaten Müslüman Kardeşler ülkede onlar için büyük sorun olduğu için baskı altında tutuyorlar. Elini kolunu sallayarak Hamas gelirse Müslüman kardeşlerle birleşebilirlerdi.

Hamas ise, ABD heyeti ülkeden ayrıldıktan sonra bir heyetle Mısır’a gidip hükümet yetkilileri ile görüşmeler yaptılar. Zaten Hamas’ın Mısır’daki Müslüman Kardeşlerin ağır bir devlet baskısına maruz kaldığını çok iyi bildiği içinde, aynı baskılara maruz kalırlarsa istedikleri gibi at oynatamayacağını gördüğü için bu planı da asla kabul etmezdi. Nitekim plan aleyhine hemen demeçler verdiler.

Gelelim günümüze;
İsrail Büyük Gazze Planından (Greater Gaza Plan) vazgeçmiş olabilir mi?

Hayır asla!!
İster ikna yoluyla ya da sopayla da olsa bu plan işine yarayacağı için asla vazgeçmemiştir. Geçmişte ikna ile yapamadığı Great Gaza Plan‘ını şimdi sopa ile yapmaya başlamıştır. Gazze’yi yaşanmaz hale getirerek bu süreci hızlandırmaktadır.

BM’nin yardım kuruluşu olan UNRWA’dan gelen fonları keserek Gazze’deki insani krizi derinleştirmeye 2018 de başlamıştı. Bugün gıda ve tıbbi temel insani yardımlarında girişine asla izin vermemektedir.

Başlattığı hava, deniz ve kara harekâtı ise bu süreci hızlandırmak içindir. Bu plan dahilinde GAZZE’yi kuzeyinden başlayarak tamamen yakıp, yıkarak karıncanın bile yaşayamayacağı bir hale dönüştürmeye başladı bile. Zaten metre kareye attığı 30 ton bomba miktarı bunun göstergesi. Gazze’deki kara harekâtını genişleterek tanklarla ve askerlerle Gazze’nin derinliklerine doğru ilerlerken, Başbakan Benjamin Netanyahu hem BM kararlarını tanımadığı gibi Hamas’la ateşkes yapılması çağrılarını ise sert bir dille reddetmeye devam etmekte. Bombalamaya devam ederken bir yandan da Gazze’nin kuzeyindeki Filistinli nüfusa ise sözde can güvenlikleri için Gazze’nin güneyine gitmeleri için çağrılarda yapıyorlar.

Peki bu çağrıları yaparken amaç nedir?

Amaç; Filistinlileri Gazze’nin güneyindeki Mısır/Sina sınırının yanındaki küçücük alana sıkıştırmaktır. Sıkıştırılan Filistinlilerin ise Sina’ya girmelerine izin verilmesi için hem Gazzeli mazlumların hem sözde İslami camianın hem de batı dünyasının insani gerekçelerle çağrıda bulunması ile SİSİ’nin geri adım atmasını sağlayıp, Refah sınır kapısını açması yönünde ağır baskıya maruz bırakılmak istenmekte. Hatta belki de bir süre sonra İsrail’i kınamaktan öteye geçemeyen Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) bile “planlanmış baskılatma” kurgusuna katılmak zorunda kalabilir.

Peki öyleyse, İsrail’in bu planı işler ve Gazze’nin boşaltılmasını sağlayabilirse, uluslararası toplumun göz yumacağı emsal olabilir mi?

Muhtemelen emsal olacaktır. İlk olarak Batı Şeria’daki Filistinlilere, SİNA’ya göç ettirilmiş akrabalarına katılmaları için baskılar yapılacaktır. Baskı sonrası göç edenler istenilen sayıya ulaşınca da kalan bir avuç Filistinlide göç etmek zorunda kalacaktır.

Peki öyleyse, SİSİ direnirse ve Mısır’ın SİSİ rejimini destekleyen halkıda sınırlara dökülerek Gazze’lilerin gelmesini istemeyebilirler mi?

Tahminin İsrail tarafı çok zorda olsa şu şartlar altında yumuşatılabileceğini düşünüyor olabilirler…
İsrail hükümeti Gazzelileri ülkesine alması halinde Mısır’ın uluslararası borçlarını ödemeyi teklif edebilir. Hamas gerekirse silah gücüyle tamamen tasfiye edilmesi ve sonrasında Filistinlilere ait olan Akdeniz’deki doğalgazın kendileriyle birlikte işletilmesi ve Filistinlilere zırnık bile verilmemesi bile yumuşamasına neden olabilecek bir planı olabilir. Gazze-İsrail savaşında İsrail’in; “Hamas tasfiye edilecek” söylemleri ile Mısır’ın kabul edebileceği bu şartları da oluşturuyor bir yandan sanki…

Peki buna en çok kimler sevinir?

Gazze, yıllardır sürdürülen etnik temizlik ve mülksüzleştirme sonrasında tabutluk haline dönüştürülürken, ortadaki tabutların bir an önce masrafsız kaldırılmasını isteyip, işi İSRAİL’e havale etmek suretiyle gizli komplolar kurarken ortalıkta görünmek istemeyen sözde İslam devletlerinin Yahudileşme temayülündeki idarecileri ile Batı dünyası, Filistin meselesini sonsuza dek gömmekten mutluluk duyacaktır. Kimilerine göre Arz-ı Mev’ud hayaliye yanıp tutuşan İsrail devleti gibi görünse de en çok da o bölgede medeniyetler çatışması çıkararak dünyayı ele geçirmede mesafe kat etmeye çalışan Evangelistler ve Chabatcılar sevinecektir.

Şu son soruyla makalemizi bitirelim;
İsrail’in Gazzelileri SİNA’ya sürme planları sekteye uğrarsa ne olacak?

Ellerinde Hamas üyelerinin tek tek isimleri olduğunu iddia eden İsrail’in Hamas’a ağır kayıplar verdirip tünellerin bir kısmını da imha ettikten sonra çaresizce geri çekileceğini sananlar yanılıyorlar. Çünkü en kanlı bu savaşı yaşayan genç Gazzeli Filistinliler bir süre sonra Hamas’tan daha tehlikeli ve intikam almak için yanıp tutuşan savaşçı halka dönüşeceğini ve bununda kendi güvenlikleri için çok tehlikeli sonuçlar doğuracağının farkındadır İsrail devleti.

Mısır ve Suudiler tehlikeyi sezdiler.
Mısır bir kişiyi bile almam dedi. ABD, Suudilerden hacıların kullandığı çadır kenti tahsis etmesini istemiş, “hayır!” cevabını almıştır. Bunların olacağını çok iyi tahmin eden İsrail’in Gazzelileri bir başka diyara sürülmeleri için mutlaka alternatif yedek bir planı vardır.

Bunun ufak tefek sinyalleri geliyor olsa da net bir tahminde bulunmak için daha çok erken.

Sadi ÖZGÜL
————-

KAYNAKLAR:
(1) https://www.jpost.com/Arab-Israeli-Conflict/Egypt-PA-deny-report-that-Sisi-offered-Abbas-land-in-Sinai-for-Palestinian-state-374785

(2) https://eng-archive.aawsat.com/abdul-sattar-hatita/features/mubarak-resisted-us-pressure-to-give-up-the-sinai-the-secret-files