Son günlerde bazı siyasilerin TV ekranlarında kalın kitaplar göstererek, ülkenin sorunlarına karşı çözüm kitabı gibi taktim edildiğini görüyoruz.
Yüzlerce sayfa dolusu bu kitap konusunda uzman saz arkadaşların hazırladığı söylenerek millete mevcut kötü ekonomik gidişten her konuda milletimizi kurtaracağız mesajı veriliyor.
Önünde cilt cilt dosyalarla ekranlara çıkan insanlar önce çözüm bizde algısını oluşturmaya çalışıyorlar. Bu algı oyununu en iyi yapanlardan biri sözde ekonomi kahramanı Deva Partisi’nin Başkanı Ali Babacandır. Birinci hamur kalitede basılmış kalın bir kitabı ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceğini bu kitapta hepsini yazdık diyor.
Arada sayfaları ekranda açıyor, içinde kurtarıcı çözümler olduğu algısını iyice halk nazarında pekiştirmeye çalışıyor. Ama somut ekonomik sorunları nasıl çözeceksiniz dendiğinde; “borç alacağız bir önceki borcu ödeyeceğiz, borç alacağız bir önceki borcu ödeyeceğiz. Böylece borçlarımızı bitireceğiz” diyerek akıl sahibi insanlarla alay eder gibi saçmalıkları çözüm önerisi olarak sunabiliyor.
AK Parti hükümetlerin de Ali Babacan görev yaptığı dönemde bu dediğini yaptı, kamu borcunu özel sektörün üzerine transfer etti, gemi batarken kaçıp yeni bir parti kurarak gemiyi kurtaracağını iddia eder hale geldi. Partisinde çözüm kadrosu diye topladığı kadrosu da belli dönemlerde, kamuda görev almış veya AK Partide görev almış olup, aynı olumsuzluklara katkı sunmuş kişilerdir. Kafa yapıları borç ekonomisine göre ayarlanmış kişilerdir.
Babacan ve saz arkadaşları özünde milletimize, sizi borçlandırmaya devam edeceğiz diyor.
Bize borç verecek finans çevrelerinin istediği faiz oranlarını sizden vergiler üzerinden toplayıp onlara transfer edeceğiz. Bize güvenin, biz geçmişte bunu yaptık yine yaparız diyerek fırtına öncesi günleri göstererek milleti kandırmaya çalışıyorlar.
Ak Parti hükümetine gelince, elindeki yönetim gücünü seçim ekonomisine çevirerek, her nerede oy alabilecek bir toplumsal kesim varsa, onlara yönelik hızlı düzenlemeler yapıyor. EYT konusunda çıkarılmaması için asla taviz vermeyeceğini söyleyen Erdoğan, bugün kısık sesle 2 milyonun üstünde insanın, geciktirilmiş hakkını bir lütufmuş gibi taktim ediyor.
Emeklilere Zulm eden sistemin kalkması şarttır
Türkiye’de emeklilik aylığının maaşa bağlama oranları ile oynayarak %70 den %30 kadar düşüren iktidar, bu uygulaması ile emeklilerin aylıklarını asgari ücretin altına düşürmüştür. Daha önceki taban aylık uygulaması ile emeklilerin maaşlarının asgari ücretin altına düşmemesi için alınan tedbirler kaldırıldı. 2008 den sonra büyümeden pay verilmesi planlandığı halde, değil büyümeden pay almak, emekliler emeklilik aylık bağlama sistemi ile maaşları asgari ücretin altına indirilerek ezilmektedir.
Bu konuda hükümetin emeklilerin ekonomik durumlarını olumlu değiştirecek bir sistemsel değişime gitmeyeceklerini görüyoruz. Asgari ücretin 8.500 TL olmasıyla emeklilerin en düşük emekli maaşının 5.500 TL oldu. Emekliler asgari ücretin altında aldıkları bu maaşla geçinmelerinin mümkün olmadığı gerçeğini hükümet bildiği halde sistemsel düzenlemeye gitmeyişi, bu konuda açık net biçimde muhalefetinde bir çözüm önermeyişi manidardır.
İktisat Hareketi’nin Çözümü
İktisat bilimine yeni bir soluk getiren İktisat Hareketi, emeklilerin mevcut emeklilik sistemi ile ezilmesine karşı çıkıyor. Aylık bağlama oranlarının haksız bir biçimde sistematik olarak düşürüldüğünü, bunun emeklilerimizin daha az maaş almalarına neden olduğunu söyleyerek; açık bir biçimde emeklilerimize yaşamayın, karın tokluğuna idare edin deniliyor. İktisat hareketi emeklilik bağlama oranlarının eskisi gibi %30 dan %70’e kolaylıkla yükseltilebileceğini söylüyor. Sıkı sık kaynak nereden bulunacak sorusunu da İktisat Hareketi, %400 üstünde her yıl kazandırılan bankalara kaynak nereden bulunuyorsa, emeklilerimize de kaynak oradan bulunacaktır diye cevaplar veriyor.
Halkın gelirlerini finansal sistemle borç ekonomisine akıtan iktidarın uyguladığı para kredi sisteminde yapılacak değişikliklerle sadece emeklilerin yaşam kaliteleri yükseltilmeyecek, asgari ücretlilerinde yaşam kaliteleri Yaşam Hakkı Maaşı olarak yükselecektir.
İktisat Hareketi, asıl surunun alım gücünün arttırılması olduğunu, bunun için eş zamanlı finansal sistemde yapılacak değişikliklerle, fiyat istikrarı yanında parasal istikrar sağlanarak halkın alım gücüde korunacaktır.
İktisat Hareketi, Para istikrarı olmadan fiyat istikrarı, finansal istikrar olmaz diyor
İktisat Hareketi, istikrarsız bir para ile istikrarlı bir fiyat ortamının oluşmayacağını, muhalefetin ve iktidarın ezberi olan finansal istikrarında hikâye olduğunun altını ısrarla çizmesi yeni bir çözüm yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekonomik sorun parasal başlatılmaktadır. Parasal istikrasızlık; paranın borç olarak üretilerek başlaması ile borç ekonomisi sürdürülmek istenmektedir. Borç ekonomisi sürekli fiyat istikrarsızlığına neden olmaktadır. Bu istikrarsızlık, finansal istikrarsızlığa dönmektedir.
İktisat Hareketi, olumsuz sonuçların sebebi olan paranın borç üretilmesini ortadan kaldırarak milletimize Adil Bölüşümün gerçekleştirilebileceğini söylemektedir.
Selam ve dua ile…
***
Yunus EKŞİ