İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

IMF’ye Olan Borçlarımızı Ödedik Bre!

Sayın Başbakan Erdoğan, partililerine Cuma günü muzaffer bir komutan edasıyla konuşuyor ve ülkenin borçları (!) ile ilgili müjdeyi veriyor: “IMF’ye olan borçlarımız 8.5 milyar dolara düştü!”.

Sonra da hamasete tam gaz devam ediyor;
“Bizden öncekilerin borçlarını tasfiye ediyoruz. Bizden öncekiler hiç düşünmeden almışlar borçları ve batmışlar. Ama biz ne yapıyoruz? O borçlar da dahil olmak üzere borçlarımızı ödüyoruz.”

Sanırım AKP, seçimlere kadar IMF’ye olan borçlarını tamamen tasfiye etmiş olacak. Seçim meydanlarında da “IMF’ye bir kuruş borcumuz yok. Hepsini ödedik. Çok şükür işte biz böyle bir kadroyuz” diyecek. Bu açıkça görülüyor. 13.5, 11.5, 8.5 diye IMF’ye olan borçlar gittikçe azalıyor…

Bana zaman zaman soruyorlar, “bunlar doğru mu?” diye. Ben de cevaben “bu söylediği doğrudur, amma, Tayyip Erdoğan bütün doğruları söylemiyor” diyorum. İlk bakışta bu taktik biraz tutuyormuş gibi bir izlenim veriyor insana ama biraz konuşunca boyaları hemen dökülüveriyor süslü sözlerin. Eee, ne demişler, yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Şimdi biraz teknik detaylara bakalım.

AKP, kendi döneminde IMF’den yaklaşık 7 milyar dolar kredi almış. Geriye ise, anapara ve faiz olarak toplam 23 milyar dolar ödeyecek. Bu zamana kadar çoğunu ödemiş ve 8.5 milyar doları kalmış ki bunu da seçime kadar bitirir.

Peki IMF’ye olan borcu nasıl ödüyor? Tabi ki yine borçlanarak.

Sn. Erdoğan burada kurnaz tilki politikası güdüyor ama kuyruğu fazla uzun olduğu için üzerine basmak zorunda kalıyoruz. Çünkü, kısa vade ve yüksek faiz ile borçlanarak IMF’ye olan uzun vade ve düşük faizli borçlarını geri ödüyor. Yani, ödediği borçtan daha fazlasını başkalarına borçlanıyor.

Peki neden böyle bir saçmalığı yapsın ki?

Neden olacak, seçimler yaklaştı. “IMF’ye olan borçları sıfırladık” sözü muhteşem bir seçim propagandası değil mi!

Millet “borç” deyince IMF’yi hatırlıyor hemen. “IMF’ye olan borçları sıfırladık” sözü zihinlerde, “ülkemizin borçlarını takır takır ödüyoruz” mesajına dönüşecektir. Gerisi, hikaye. Siz toplam borçlarımızı anlatıncaya kadar, onlar seçimleri bitirmiş olacaklardır.

İşte plan bu.

Plan Tutar mı?

Tutabilir. Ama kimse birşey demez ise. Bizim gibi tekere çomak sokanlar işi bozacaktır elbette.

Tayyip Erdoğan, borçlarımız ile ilgili olarak bütün doğruları söylemiyor. Peki her zaman olduğu gibi, doğruları biz söyleyelim.

AKP iktidara geldiği zaman, iç ve dış  toplam borcumuz yaklaşık 240 milyar dolar idi. 2006 sonu itibarıyla toplam borcumuz 380 milyar doları aşmış durumda. Buna, sıcak para ve yabancı mevduatları da kattığımızda, borçlar 500 milyar dolara dayanır.

Peki bu borçlar kime?

İşte buna kimse net olarak cevap veremez. Çünkü Hazine, yabancı para cinsinden tahvil/bono satıyor. Bunları da bankalardan, özel ve tüzel kişiler alıyor. Ama onlar kim? Onu bilen yok.

Kimbilir, belki de sarı kafalı Corc!

Selam ve Sevgilerimle

Bir yanıt yazın