İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Kripto Para ve Diyanet

Geçtiğimiz haftalarda bir TV kanalına konuk olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a Kripto Paralar’la ilgili bir soru geldi.

Soru üzerine, kendisine Kripto paraların caiz olup olmadığı hususunda bir açıklama yapma gereği doğdu.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kripto Para kullanımına yönelik: “Din İşleri Yüksek Kurulu, kripto para ile ilgili ya da iktisadın çeşitli alanlarıyla ilgili yapmış olduğu toplantılarda şu an itibarıyla güvenilir olmadığı için, istismar etme ihtimalinin yüksek olması münasebetiyle şu anda kullanılmasının caiz olmadığını düşünüyor” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı açıklamaya bakıldığında;

  • Kripto paraların hangi temele dayadığından ziyade, insanların kullanımına yönelik bir analiz ortaya koyduğunu görüyoruz. Kripto paralar nasıl üretiliyor ya da nasıl üretilmelidir?
  • Mevcut üretilme biçimlerinin topluma zararları var mıdır?
  • Takip edilen metodu iktisatlı mıdır?
  • Sürekli yükselen kripto para değerinin temelinde hangi faktörler etkilidir?
  • Bu paraların yaygın kullanılması durumunda eğitim, sağlık, hizmet, gıda gibi ana akım sektörler; kripto parayı var eden teknoloji ve enerji firmalarına mahkum kalabilir mi?

Sayın Erbaş, konunun her alandaki uzmanlarından görüş alınarak bu yönde nihai bir açıklama yapılacağı izlenimi verdi. Fakat; Kripto Paralar’nın kullanımı esnasında alış veriş yapan insanların, sistemi istismar edebileceği hükmü çerçevesinden bir adım öteye de geçemedi.

Oysa; insanların bireysel tutumlarından ziyade, kripto paraların hak ve hukuka uyumlu olup olmadığında yoğunlaşılabilirdi. Zira; günümüz para sistemi, toplumu paranın üretilme biçimi üzerinden fonluyor. Bu da borçtur. Mevcut para sistemindeki ana fikrinin borca dayalı biçimde üretilmesine karşın, İslami finans adı altında katılım bankacılığına fetva verilebilir olması da ayrı bir garipliktir.

Peygamberimiz (sav) faizin ön koşulu olarak borçlanmayı işaret etmiştir.

Peygamber efendimiz; “Bir yerde borç varsa; faiz vardır” buyurmuştur.
Faizin varlığının ana şartı, borçluluk durumudur. Borcun olmadığı yerde faiz olamazdı çünkü. O halde faizle mücadele etmeyi şiar edinen her iradenin, borca dayalı tüm düzenlere karşı aksiyon alması kaçınılmaz olmalıdır.

Bakara suresi ayet 282’de, alış verişlerde ve zaruret hallerinde borçlanma şartlarını uzun uzun anlatıyor. İnsanların birbirlerine karşı borçlanmalarında belli bir süre koşulu koyuluyor. Allah (cc) sınırsız, sürdürülebilir borçlanmayı emretmiyor, onaylamıyor.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş; konuya ilişkin, “Kripto para güvenilir olmadığı için, dolaşımda ne kadar insanlar birbirine güvenebilecek, insanların birbirini istismar etme ihtimalinin yüksek olması münasebetiyle şuanda kullanımının caiz olmadığını düşünüyor Din İşleri Yüksek Kurulumuz. Süreci de takip ediyoruz. Soranlara cevap veriliyor” şeklinde açıklamalarına devam etti.

Diyanetimiz kripto paraları caiz görmüyor.

Evet. Diyanetimiz şuan için kripto paraları caiz görmüyor.  
Bu karar isabetli bir karar olabilir.
Ancak; Kripto Paralar’ın çerçevesi bellidir. Altyapıları, protokolleri ortadadır. Mevcut finans sisteminin yapısı da bellidir. Dolayısıyla ortada pek muğlak bir durum yoktur.

İnsanların bu para sistemini suiistimal etmesi farklı, Kripto Para Sistemi’nin alt yapısı ve üretim kurgusunun mahiyeti farklıdır.

Din işleri yüksek kurulumuzun insanların niyetlerini tahlil etmek yerine iktisadi sistemlerin temelleri, alt yapı ve protokolleri üzerine yoğunlaşmasında yarar vardır.

Zira; kurul üyeleri bu sistemlerin, rahmet yahut tuğyana mı sebebiyet vereceği hususunu ancak o zaman doğru tespit edebileceklerdir.

Sadık USLU