Kanal İstanbul projesinin yeniden Türkiye’nin gündemine girmesiyle birlikte Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne yönelik birtakım tartışmaların da yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Bu zamana kadar bu sözleşmenin tartışılmamasına özen gösterilmişti. Ancak, 9 Kasım 1936 tarihinde yürürlüğe giren ve bugüne kadar varlığını devam ettiren Montrö Boğazlar Sözleşmesine yönelik tartışmalar gündemi işgal etmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, bu tartışmalara yönelik yaptığı son açıklamasında şunları söyledi;
“Montrö’nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor, daha iyisi için imkan bulana kadar Montrö’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz. Montrö’nün imzaladığı dönemin şartlarında önemli bir kazanım olduğunu, gelecekte ihtiyaç duyulması halinde her türlü sözleşmenin gözden geçirilebilir…”
İktisat Hareketi kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Mete Gündoğan’da, gündemdeki Montrö tartışmaları ile ilgili şu stratejik açıklamalarda bulundu.
“Bugün Sn. Erdoğan’ın açıklaması sürprizlerle doluydu! Ancak açıklamaların darbe kaygılarıyla alakası çok zayıftı. Daha ziyade Montrö Anlaşması ekseninde bir cevap niteliğindeydi. Özetle, 104 amiral konuyu gündeme getirdi ve Erdoğan da sert bir şekilde müzakere etti.
Sn. Erdoğan’ın açıklamalarını kimin kaleme aldığını bilmiyoruz. Lakin, Kanal İstanbul’u gerekçelendirirken, “Boğazlara hâkim olmadığımızı” ifade ettirmek çok büyük bir hata. Metnin genel ruhuyla çelişiyor.
- ABD (&AB) ile Rusya’nın Karadeniz bölgesinde çatışmanın eşiğine geldiği şu zaman diliminde, Montrö Anlaşmasını müzakere etmek ne kadar doğru bir davranıştır?
- Hem Türkiye tek başına Montrö Anlaşması konusunda karar verebilecek durumda mıdır?
Çin-Rusya-Avrupa-Britanya ekseninde oluşturulmaya çalışılan Orta Koridor (ticaret yolu) gerçekleşirse ABD bir çeşit dışlanma yaşayacaktır. Onun Karadeniz’e girip üsler edinmesi, Montrö Anlaşması’na bağlıdır.
Müzakerelerin buna hizmet etmesine ne ve nasıl engel olacak?
Montrö Anlaşması şu anda bizi koruyor ve her iki tarafı da bize muhtaç kılıyor. Lakin müzakerelerin neticesi, bizi çatışmanın merkezi haline getirebilir! Unutmayalım ki iki dünya savaşının en kritik düğümlerinden biri boğazlardı!…” (Mete Gündoğan)
iktisathareketi haber