Ülkemizde yaklaşık yüz yıllık bir Cumhuriyet tecrübesi ve beş bin yıllık bir devlet aklı vardır.
Bizler, bu akılla bir ve beraber olduk. Bu akılla birçok badireleri atlattık. Ekonomimiz istenen seviyede olmasa da aklımız yerindedir elhamdülillah.
Devlet ve milletimizin fonksiyonel dengede olduğu bir sistemimiz var. Bu sistemde mevcut haliyle mülteciler sorun olmaya başladı. Bu sorun yokmuş gibi davranamayız ve basit tartışmalarla öteleyemeyiz. Sonra daha büyük krizlere sebep olur.
Elbette, yerinden yurdundan zorunlu olarak kaçıp gelen insanlara yardım etmeliyiz. Onlara geçici koruma sağlamalıyız. Ama sizin imkânlarınız artık buna elvermiyorsa, farklı çözümler üretmek zorundasınız.
Bu soruna ki artık bundan sonra sorundur, ciddi bir yaklaşımla stratejik, taktik ve operasyonel seviyede çözümler üretmek zorundasınız. Retorik içeren cevaplar sadece milletin endişesini artırır. Bir şeyler saklanıyor izlenimi verir.
Dışarıya bakarsak, Avrupa’nın imkânları bizimkilerden daha büyük. Oraya transferleri düşünebilirsiniz. Belli bir kota ilan edip sınırlarınızı kapatabilirsiniz. İltica kaynağına müdahale edebilirsin. İltica kaynağı ile birlikte çalışabilirsiniz…
İçeriye yönelik olarak bu göçleri yönetecek sistemi yenileyip güçlendirebilirsiniz. Gelenleri nitelikli kayda almak önemlidir. Parayla vatandaş olunmaz. Vatandaşlık kriterlerinin kalitesini artırabilirsiniz. Eğitimi çeşitlendirebilirsiniz.
Konuya güvenlik açısından bakanları da anlamalıyız. Daha yakın zamanda Hind yarımadasını göçlerle 5-6 ülkeye ve onlarca eyalete ayıran bir Batı Tecrübesi var. Güvenlik bürokrasisi bu konuyu çok yakından takip etmelidir.
Kısacası, mülteciler konusu artık “savaştan kaçan zavallı insanlar” konusu değildir. Üzerinde “devlet aklı” ile stratejik, taktik ve operasyonel olarak çalışılması gereken bir konudur. Bu konuda uluslararası tecrübelere de ihtiyaç vardır.
Bu konuda bize zafiyet veya dezavantaj oluşturabilecek noktaları avantaja çevirmenin çeşitli yolları elbette vardır. Kendi vatandaşınızı mağdur duruma düşürerek değil devlet millet işbirliği ile büyük atılımlar yapabilirsiniz.
Sakın bu konuyu kamuoyunda sürekli gündeme getirenleri suçlamayın. Sakın “şüphe ve belirsizlik” üretmeyin. Şüphe ve belirsizliğin yıkamayacağı hiçbir düzen yoktur. Zaman ülkenin aleyhine işliyor. Yapılacaklar, şimdiden yapılmaya başlanmalıdır.
Özetle bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Konu birincil önceliğe ve öneme sahiptir. Büyük bir avantaja dönüştürülebileceği gibi büyük bir yıkıma da sebep olabilir. Lakin bugün itibarıyla gecikmeye tahammülümüz kalmamıştır.
Vesselam
…
Prof. Dr. Mete Gündoğan
***
Not: Trollere bir şey demem ama aklı kendisine ait olanlara bir çift sözüm var. Lütfen fikirlerimize retorik içeren cevaplar vermeyin. O retoriği biz de yapabilirdik.
Kaynak: http://www.metegundogan.com/multeci-sorunu-duzeni-bozar/