Mahmut Asmalı başkanlığında ki MÜSİAD’ın yeni yönetimi İslamî çizgide atılım yapabilecek mi?
Turizmci olarak ilk üyeleri arasında olduğum ve yıllarca Tahkim Kurulu başkanlığını yapığım MÜSİAD’ın Filistin-Mısır ve Amerika gezilerine de katıldım. Bendenizden daha Müsiatçı olanı bulmak zor olsa gerek.
MÜSİAD’ta İslami çizginin pek uzağında olmamakla birlikte modern yaşama eğilimli ve faizci düzenle fiilen barışık kişiler hep olagelmiştir. Bu sebeple olsa gerek bir türlü faizsiz bir ekonomi modelini inşa çalışmaları yapılamadı, bildiğim kadarıyla başlatılamadı da.
Yer yer eleştirilerim olmuş ve üyelerin bazıları ilgi göstermişse de ulaşamadığımız yönetim kurullarınca pek kabul görmemiştir. Bu sebeple Tahkim kurulundan ayrıldım. Fikri ve kalbi bağlılığımı kesmediysem de fiili bağlantım kopar gibi oldu. Çünkü sistemi eleştiremeyen ve alternatif bir model oluşturma gayretleri içine giremeyen yapılar, siyasi olarak iktidara gelse bile arzulanan başarıyı sağlayamazlar.
Hüseyin Dinçel ve Mahmut Asmalı
Yakın dostum olan ortağı Hüseyin Dinçel kardeşimizden öğrendiğim kadarıyla MÜSİAD’ımızın yeni başkanı Mahmut Asmalı kardeşimiz bilgili ve bilinçli bir Müslüman. İslamî hassasiyetleri belirgin. Müslümanları temsil ve onlar adına tasarrufta bulunabilir olmak için mutlaka sahip olunması gerekli Kurâni şartlar olan beş vakit namazı kılanlardan ve zekâtını verenlerden. MÜSİAD’a başkan olacak kişide mutlaka bulunması gereken fiilî faiz karşıtlığı ile de donanımlı.
Edinebildiğim bilgiye göre kardeşimiz bir dönemin yıldız kurumlarından olan ve merhum Hayati Üstün’ün ölümünden sonra eksen kayması yaşayan Biat’tan faiz hassasiyeti sebebiyle ayrılmış… ve Hüseyin Dinçel kardeşimizle birlikte kurdukları AK YAPI’da yirmi yıldır kulluk bilinciyle faize bulaşmadan başarılar sergilemiştir.
Mahmut Asmalı bey kardeşim üstelik MÜSİAD başkanlığına talip olmadan matlup olarak seçilmiştir. Peygamberimiz efendimiz, matlup olarak göreve getirilen kişileri Rabbimizin teyid edeceğini müjdelemiştir.
Bu sebeplerle Mahmut Asmalı kardeşimizin başkanlığı yüreğimize ümit salmıştır.
“MÜSİAD ne zaman İslam’a yönelecek” başlıklı yazım
Mahmut bey kardeşimizi bizzat gidip tebrik edemeyince kamuya açık olarak tebrik etmek istedim. Bunu yaparken MÜSİAD’ın yapması gerekenleri yap(a)madığını ve bir tür TÜSİAD laştığını açıklayarak ve kendisine bazı hatırlatmalarda bulunarak yardımcı olmak istedim. Böylece geçen hafta yayınladığım “MÜSİAD Ne Zaman İslam’a Yönelecek?” başlıklı yazıyı kaleme aldım.
Yazımın yayınlanmasından sonra pek çok teşekkür aldım. Ama çok çok yakın bir dostum da beni fiilen protesto etti. Faize batarak kendilerine ve ödedikleri faizleri ürettikleri malların maliyetine yükleyerek de topluma zulmetmiş bazı MÜSİAD’çıları eleştirdiği için dostumuz bağlantılarımızdan birini kopardı. Yedi defe Ağır Ceza ve Devlet Güvenlik mahkemelerinde yargılanmış, yargılanmanın rızkı uzaklaştırmadığı ve ölümü yaklaştırmadığını ve de yalnız bırakılmanın kişinin şanına şan kattığını tecrübe etmiş bir kişi olarak mesele edinmedim ama samimi nasihatçilere tavır konulması Kur’ânda yerildiği için dostum adına çok çok da üzüldüm.
Başkanımız Mahmut Asmalı yazımızı nasıl karşıladı ?
Bu arada Mahmut Asmalı bey kardeşimin bu yazımı nasıl karşıladığını davamız adına merak ettim. Hüseyin Dinçel kardeşimden sual eyledim. Mahmut bey kardeşim yazımı okumuş. İş gezisi için Azerbaycan’a giderken hava alanından beni iki defa aradı ve ulaşamayınca sesli mesaj gönderdi. Bu arada ben de kendisini arayınca yazımdan ötürü tebriklerini sundu. Uyarılara açık olduğunu beyanla dualar istedi ve kendi döneminde İslamî duyarlılığın artacağı müjdesini verdi. Rabbim onu mahcup etmesin. Hayırlı ve kalıcı ve hayırlara muvaffak kılsın.
Şartlı olarak ediyorsam da vefa göstermekte olduğu için kendisinden hâlâ ümitvar olduğum Recep Tayyip kardeşime dua ettiğim gibi elbette Mahmut kardeşime de kalben ve fiilen dualar edeceğim.
Ha bazıları “efendi sen dua etsen ne olur” diyebilirler de ben yüreğimi Allah için sevemediğim hiçbir insana açmadım. Dar-ı Dünya için açmaya da niyetim yoktur. Bu sebeple her yürekten dua gibi benim duam da baha biçilemez değerdedir.
Hulasa MÜSİAD’ımız eksikleriyle birlikte bizimdir.
Işık tutar ümidiyle MÜSİAD’ımızla ilgili bir hatıramı daha dile getirerek yazımı bitireyim.
1990’lı yıllarda MÜSİAD ilk kongresini Mecidiyeköy’deki binasında yaptı. Bir avuç üyeden biri de bendim. Hatırladığıma göre Divan başkanı Kahraman Emmioğlu idi. Kurucularımız olan Erol Yarar, Ali Bayramoğlu ve diğer arkadaşları önümüze kendi isimlerini içeren bir liste koydular ve seçilmelerini istediler. Erol Yarar beyi seçtik. Erol Yarar beyde tercih edilerek seçildikleri için teşekkür konuşması yaptı, bitiş duasını yapmam için de bana söz verdiler.
(Ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar bizim gibi hocalar siyasette ve sivil örgütlerde hep dua için çağrılmıştır, ama bilgileri ile faydalı olmaları için hiç bir kurula ve önemli göreve davet edilmemiştir. Çünkü sanılanın hilafına İslam diye pek de bir derdimiz olmamıştır.)
Mikronu elime alınca duadan önce birkaç söz söyleyeceğimi beyan ederek konuşmaya başladım:
Biz tercihle bir seçim yapmadık. Önümüze konulan tek listeyi onayladık. Ama şu bir gerçek ki biz bu kardeşlerimize ihtiyaçlıyız. Onlar istemeselerdi bile biz onları bin bir rica ile yönetime getirirdik. Ben MÜSİAD’ımızın büyüyeceğine, toplumsal konumlar edinme aracı olacağına yani milletvekilliği, bakanlık ve daha da ilerisi için yönetim kurullarına girilmek istenecek bir kıvama geleceğine inanıyorum. O duruma gelindiğine sakın ha bu gün olduğu gibi alternatifsiz bir dayatma ile karşılaşmayalım.
Şeyh değilim ama siz keramete yorabilirsiniz. MÜSİAD bu duruma geldi, böyle bir kuruma ihtiras duyulmadan ilgili ve yetkili kişilerce istenerek başkan olmak Mahmut Asmalı kardeşimize ve davamız adına hayra yorumlanacak bir durumdur.
Ali Rıza Demircan