İktisat Hareketi bir kadro hareketidir. İnsanların istikameti ve bilgi birimi birikimi ile ilgilenir.

Sistemin Değişmesi Zorunlu Hale Geliyor

Cumhurbaşkanının alacağı oy miktarı hükümeti oluşturmak için gerekli 276 milletvekilinin aldığı toplam oy miktarından çok çok daha fazla olacaktır.

Şöyle basit bir hesap yaparak düşünelim. Günümüzde bir milletvekili Türkiye ortalamasında yaklaşık 60 bin oy ile seçilir. Parlamentoda 550 milletvekili vardır. Bu rakamın yarısından bir fazlası 276’dır. Parlamentoda 276 milletvekili desteğini bulan parti ya da partiler iktidar olurlar. Bunun oy karşılığı (276*60,000=16,560,000) onaltı milyon beşyüzaltmış bin seçmendir.

Diğer yandan bir cumhurbaşkanı düşünün ki toplam 55 milyon oydan geçerli olanların yarısından bir fazlasını alarak seçiliyor. Bunun için de basit bir hesap yapalım. Seçimlere katılım oranı yaklaşık yüzde 80 olsun. Cumhurbaşkanı da yarısından bir fazla oy ile seçilsin (55,000,000 * 0,80 * 0,5+1). Cumhurbaşkanının alacağı oy (22,000,001) yirmiiki milyon bir dir.

Bu durumda karşımıza şöyle bir tablo çıkar. Bir tarafta onaltı milyon beşyüzaltmış bin seçmeni temsil eden bir başbakan, diğer tarafta yirmiiki milyon seçmeni temsil eden bir cumhurbaşkanı. Başbakan sistem gereği (mevzuat olarak) çok güçlü olsa da seçmen desteği olarak cumhurbaşkanı çok çok daha güçlüdür. Bu tablo mevzuat olarak düzeltilmediği müddetçe çatışma kaçınılmaz olur.

Seçim kampanyası boyunca, aktif bir cumhurbaşkanlığı yapacağını söyleyen R. Tayyip ERDOĞAN’ın seçilmesi ile birlikte, mevcut sistem ne olursa olsun fiili olarak yeni bir döneme gireceğiz. Bunu da gayet doğal bir gelişmedir. Bu kadar büyük bir seçmen desteği ile başa kim gelirse gelsin bir müddet sonra mutlaka kendi tarz ve fikirlerine göre sistemi değiştirecek ya da değişimi zorlayacaktır.

Yapılması gereken iş ona buna kızmak değil sistemi yeniden kurgulamaktır. Mevcut ve olası bölgesel ve küresel koşulları da içine alacak şekilde yeniden kurgulanacak bir sistem, ülkemizi dünyanın ile beşine sokabilecek potansiyele sahip olur. Bu yapılmaz ve sistem yeniden kurgulanmaz ise, bu kadar büyük destek verilen bir başkanın yorumlarına razı olmak mecburiyetinde olduğumuzu bilelim.

Sorunlar bağırıp çağırarak değil ilim, akıl, tecrube ve gerçeklerle çözülür.
Seçimlerin ve akabindeki gelişmelerin hayırlara vesile olmasını dilerim.

Selam ve Sevgilerimle…
Prof. Dr. Mete Gündoğan


Bir yanıt yazın