“Blockchain güvencesi, dağıtık defteri kebir (DDK) usulü ve açık kaynak söylemi ile yola çıkan kripto paraların, Thodex gibi tek merkezden kontrol edilen bir borsaya teslim oluşu, sistemin felsefesine aykırıdır…”
Varsayım, Varsaymak…
Olmayan bir şeyi varmış gibi kabul etmek…
Olmayan bir şeyi sembolle ifadelendirmek…
Olmayan bir şeye iman etmek…
Olmayan bir şeye yüksek değerler vermek.
Evinizi, arabanızı, toprağınızı satıp; olmayan bir şeyi satın almak… sonra olmayan şeyin, gerçekten de olmadığının idrakine varmak…. Ve hiçbir şeysiz kalmak…. Bu oldukça trajik, bir o kadar da komik. Kısacası, skandal…
Thodex skandalı
Thodex bir kripto para borsası platformudur. Borsa, bir anda bazı kripto para alım satım işlemlerinin bakıma alındığını ileri sürerek tüm işlemleri donduruyor. İddiaya göre; şirket sahibi, borsadaki bütün sanal paraları (2 Milyar $) kendi özel cüzdanına yükleyerek yurt dışına kaçıyor. Paniğe kapılan kullanıcılar, bir süre sonra şirket binasının önünde toplanıyor. Derken, savcılığa şikayetler yağıyor.
Klasik; hırsızlık, gasp ya da dolandırıcılıkla karşı karşıya kalmış birinin vereceği doğal tepkiler. Konunun skandal olarak nitelendirilmesine, çok sayıda ünlü ismin bu şirketin reklam ve sponsorluk bağlantılarıyla toplumu tuzağa çekmesi oluyor. Sadece bu mu? Konu ile ilgili toplum yeterince bilinçli olmadığı gibi, bu yöne doğru daha da teşvik ediliyor. Ayrıca; bu gibi platformlardan gelebilecek zararları önleme adına tüketiciyi koruyan kanuni çalışmaların da yapılmadığını anlıyoruz.
Neredeyse her alanda, bilim kurulu ve komisyon gibi organizasyonlar oluşturulurken, kripto paralarla ilgili bağımsız bir çalışma gurubunu henüz göremedik. Elbette, Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi var; fakat bu oluşum da ekseriyetle kripto para sistemini benimsemiş, gidişata motive kimselerden oluşuyor. Konunun sadece; bilgisayar, bilişim, internet ve bu altyapılara hakim sistem mühendislerinin gözüyle ele alınması bize yeterli bir bakış açısı sunmayacaktır.
Geçen ay katıldığım bir TV programında, kripto paraların içerdiği risklere değinerek, gerek insanlarımızın, gerekse yetkililerin dikkatlerini çekmeye çalışmıştım. Kripto paralar, dünyada henüz çok yeni bir konudur. Kripto varlıkların henüz oturmuş bir sistemi yoktur. Mevcut platformların tamamı ise ciddi riskler içeriyor.
İnsanlar, kısa yoldan zengin olmanın mücadelesini veriyor. Maalesef; bu mücadeleyi verirken, helaline haramına bakılmıyor. Din adına hüküm veren, kanaat önderlerinin çoğu, kripto para piyasasını bilmediklerinden kesin ifadelerde bulunmuyorlar. Doğal olarak, herhangi bir hüküm de veremiyorlar. Devlet/hükümet de bunu farklı gerekçelerle yasaklamıyor. Dahası, internet sayfalarına servis edilen reklamlar ve gençlerin zenginlik hikayeleri…
Bütün bunların etkisiyle, insanlar içinde bulundukları belirsiz süreci belki fırsata dönüştürecekleri düşüncesiyle; “hurraaa” ben de kripto para alayım, diyor.
Thodex platformu; kripto paralarını satmak isteyen 700 bin kullanıcının ürünlerini sergilediği bir kripto para pazarıdır. Ürün diyorum. Çünkü; kripto paralar, ülkemizde yasal para birimi olarak tanınmıyor. Ancak; bir menkul kıymet olarak değerlendiriliyor. Vergisini ödeyen her mükellef, bu kripto varlıklardan alıp satabilirler. Tıpkı; bir mağazanın internet sitesinde satışa sunulan ürünler gibidir. İstediğiniz kadar alabilirsiniz. Satmak için ise “kripto para borsası” adı verilen Thedox gibi platformların cüzdanlarına çıkış yaparsınız. Bu borsalar da sizin adınıza kripto paranızı satarlar. Kazancınızı borsanın emanetinden hesabınıza geçirirsiniz.
Kripto para borsalarının riski nedir?
Kripto para borsaları, kripto paraların satıldığı sanal varlık pazarlarıdır. Kullanıcılar, bu pazarlara sanal paralarını satmak için gönderirler. Satış işlemini direkt kendileri yapamaz. Borsa, onlar adına yapar. Kullanıcıların, borsada işlem yapabilmeleri için sanal cüzdanlarındaki kripto paralarını borsanın hesabına aktarmaları gerekir. Yani; borsaya aktarma işi de bağımsız bir para aktarımı işlemidir. Fakat; borsa şartlarını koyarken kendi platformu üzerinden kullanıcının tek taraflı güvenini almayı peşinen dayatmıştır.
Kripto para, borsaya nasıl sunulur?
Kullanıcının kripto parası, cüzdanından çıkar. Borsanın sahip olduğu cüzdana girer. Buraya kadar karşılıklı iki tarafın da bilinçli olarak yaptığı işlemdir. Dolayısıyla; işlemin bilinçli ve gönül rızasıyla yapıldığı ortadadır. Herhangi bir taahhüt de söz konusu değildir. Geriye tarafların karşılıklı olarak birbirlerini kabulü kalıyor.
Kullanıcı bu riskleri en aza indirmek için ne yapabilirdi?
Bu konuyla ilgili yazıp çizenlerin geneli şu tavsiyede bulunuyor: “Kripto paralarınız, borsada işlem görmüyorsa “soğuk cüzdan”larınıza çekin.”
Soğuk cüzdan ne demektir?
Kripto paraların saklanması için üretilmiş, kişisel sanal para cüzdanlarıdır. Bir flash disk boyutunda elektronik bir cihazdır. Soğuk denmesinin nedeni, piyasada işlem görmemesi, ofline olarak bekletilmesini ifade ediyor. Bu, klasik bir kavram olan “yastık altı” ile eşdeğer bir ifadedir.
Belki; bu tavsiye mantıklı gelmiş olabilir. Mantıklı gibi gözükse de; bu uygulama kullanıcılar arasında muhafazakar bir tutumun gelişmesine neden olacaktır. Çünkü; bu kez sistemin ruhuna ters bir davranışa yol açacaktır.
Sistem, kripto paraların borsada kalması yönünde dinamik bir yapıyı zorluyor. Bu regülasyon demektir. Regülasyon ise kripto paranın kullanım genişliğidir. Bu dinamik tutum, kullanıcıların kripto varlıklarını borsalarda tutmasıyla, her an işleme hazır bulundurmasıyla sağlanıyor. Borsada işlem gören yüksek miktarda ne kadar kripto para olursa; fiyatlarda o derece yüksek gelişecektir. Çünkü; her sunum bir işlem, her işlem ise milyonlarca doğrulama demektir. Her doğrulama da ciddi elektrik tüketimleri ve kripto para maliyeti anlamına geliyor.
Kripto varlıkların soğuk cüzdanlara çekilmesinin fiyatlamayı donduracağını ve alt düzeyde tutacağını rahatlıkla öngörebiliriz.
Blockchain güvencesi, Dağıtık defteri kebir (DDK) usulü ve açık kaynak söylemi ile yola çıkan kripto paraların, Thodex gibi tek merkezden kontrol edilen bir borsaya teslim oluşu, sistemin felsefesine aykırı, bambaşka bir skandal olarak da dikkat çekiyor.
Velhasıl; her haliyle trajikomik.
Selam ve dua ile…
Sadık USLU